seindfeld
Soru başlıkta. Kullananlar sigaraya göre kıyaslarsa sevinirim. Birde nereden temin ettiler. Ebay üzerinden Türkiye'ye shipping yasak deniyor. Var mı bir yolu yurtdışından getirtmenin, gümrüğe takılır mı?
Soru başlıkta. Kullananlar sigaraya göre kıyaslarsa sevinirim. Birde nereden temin ettiler. Ebay üzerinden Türkiye'ye shipping yasak deniyor. Var mı bir yolu yurtdışından getirtmenin, gümrüğe takılır mı?
0
yaklasik 5 aydir kullaniyorum, oldukca memnunum.
sigara birakmak icin degil de, zevk aldigim ama cok zararli bir aliskanligi daha az zararli bir aliskanlikla takas ediyorum.
en büyük avantaji üzerinde herhangi bir sekilde koku birakmamasi bana kalirsa. en büyük dezavantaji da her zaman sigaranin verdigi doygunlugu vermemesi. canim arada sirada bir tane yakmak istiyor ve yakiyorum ama genelde yarisina geldigimde söndürüp atiyorum cünkü agizda biraktigi pis tat rahatsiz ediyor.
temin konusunda yorum yapamayacagim maalesef.
sigara birakmak icin degil de, zevk aldigim ama cok zararli bir aliskanligi daha az zararli bir aliskanlikla takas ediyorum.
en büyük avantaji üzerinde herhangi bir sekilde koku birakmamasi bana kalirsa. en büyük dezavantaji da her zaman sigaranin verdigi doygunlugu vermemesi. canim arada sirada bir tane yakmak istiyor ve yakiyorum ama genelde yarisina geldigimde söndürüp atiyorum cünkü agizda biraktigi pis tat rahatsiz ediyor.
temin konusunda yorum yapamayacagim maalesef.
0
eurhka
allah aşkına başka ne olabilir? spor araba var mesela bi de. ferrari, lamborghini.spesifik model değil de araba, uçak, zırt, pırt gibi ayrılmalı.edit: soru yanlış olmuş başta. 2 kişinin sığabileceği araçlar olmalıydı.sürücü + yolcu
allah aşkına başka ne olabilir? spor araba var mesela bi de. ferrari, lamborghini.
spesifik model değil de araba, uçak, zırt, pırt gibi ayrılmalı.
edit: soru yanlış olmuş başta. 2 kişinin sığabileceği araçlar olmalıydı.
sürücü + yolcu
spesifik model değil de araba, uçak, zırt, pırt gibi ayrılmalı.
edit: soru yanlış olmuş başta. 2 kişinin sığabileceği araçlar olmalıydı.
sürücü + yolcu
0
Bisiklet neyse de motosiklet ve jet ski tek kisilik degildir. 2 kisinin oturabilecegi alani vardir. Soruyu tam olarak anlamadim.
0
Kaykay da olur galiba bisiklet oluyorsa. Bir de şu güvenliklerin sürdüğü bir şey var ya, ismi aklıma gelmedi şimdi. Amerikan başkanı düşerek meşhur etmişti hani.
0
soru ne hakkaten? ferrari lambo falan 2 kişilik.
moto, jetski de 2 kişilik. bisiklet de bazı modellerde 2 kişilik.
yani?
moto, jetski de 2 kişilik. bisiklet de bazı modellerde 2 kişilik.
yani?
0
Pancar motoru. Traktör, forklift (namı diğer portif), ekskavatör. Kısaca iş makineleri.
He birde (bkz: yürüyen uçak)
He birde (bkz: yürüyen uçak)
0
la noix
kürke, kaz tüyüne karşı olan (özellikle) erkekler ve kadınlar bıyıklı, kolları kıllı kadınlar ve sırtları kıllı erkekler hakkında ne düşünüyor?
kürke, kaz tüyüne karşı olan (özellikle) erkekler ve kadınlar bıyıklı, kolları kıllı kadınlar ve sırtları kıllı erkekler hakkında ne düşünüyor?
0
muhtemelen insanlar bedensel butunluklerine mudahaleye karsi gelebilecek varliklar olduklari icin, soruyu gecer bulmuyorlar.
0
toplum dayatmasına karşı gelebilen çok kişi tanıyorsunuz galiba? benim etrafımda pek bıyıklı kız yok da...
0
toplum dayatması değil beğenisi. isteyenin bıyık bırakmasına bir engel yok, mesele buna değip değmeyeceği. aynı şekilde tıraş olan, güzel giyinen, kas yapan, görünümüne dikkat eden erkekler da bunları birileri zorlandığından değil, toplum ve karşı cins gözünde daha çok kabul görmek için yapıyor. hayat da ilişkiler de karşılıklı taviz ve uzlaşı üzerine kurulu.
kürk ve kaz tüyünde ise birilerinin keyfi için hayvana bir fayda vermeden kendi iradesi dışında eziyet ve işkence ediyoruz.
kürk ve kaz tüyünde ise birilerinin keyfi için hayvana bir fayda vermeden kendi iradesi dışında eziyet ve işkence ediyoruz.
0
Kurke, deriye ya da hayvanin bir yeri kullanilarak yapilan giyecege artik 21.yuzyilda gereksinimiz olmadigi icin karsiyim. Ilkel bir kabile varsa onu bilmiyorum ama hayvani oldurup kurkunu derisini tuyunu giymek salak bir modadan baska bir sey degil.
Insanlara gelince ben kadinlarin ve erkeklerin kendi ozgur iradeleriyle vucut butunluklerine ancak kendilerinin karar vermesi gerektigini dusunuyorum. Kil da olsa, oldukten sonra yakilmak da gomulmek de olsa, hamileligin hemen ardindan kurtaj da olsa hepsi bireyin kendi kararidir. Devletin ya da bir sirketin degil.
Insanlara gelince ben kadinlarin ve erkeklerin kendi ozgur iradeleriyle vucut butunluklerine ancak kendilerinin karar vermesi gerektigini dusunuyorum. Kil da olsa, oldukten sonra yakilmak da gomulmek de olsa, hamileligin hemen ardindan kurtaj da olsa hepsi bireyin kendi kararidir. Devletin ya da bir sirketin degil.
0
soruma cevap olmadığı için tik yok
birilerinin keyfi: kolları, sırtları kıllı insanlar istemeyenler, görünce afişe edip sözlükte sayfa sayfa entry döşeyenler
kılsızlığın bir toplum dayatması olmadığını mı iddia ediyorsunuz yani?
birilerinin keyfi: kolları, sırtları kıllı insanlar istemeyenler, görünce afişe edip sözlükte sayfa sayfa entry döşeyenler
kılsızlığın bir toplum dayatması olmadığını mı iddia ediyorsunuz yani?
0
karşı cinse hoş görünmek gibi bir kaygınız yoksa kıllı kıllı dolaşmakta serbestsiniz. kimse sizi alıp tutuklamaz.
hakkınızda ne düşünüldüğünü umursuyorsanız da beğenilmek için uğraşıp özveride bulunacaksınız. kimin neyi çekici neyi itici bulacağını hangi yüzle dikte ediyorsunuz?
hakkınızda ne düşünüldüğünü umursuyorsanız da beğenilmek için uğraşıp özveride bulunacaksınız. kimin neyi çekici neyi itici bulacağını hangi yüzle dikte ediyorsunuz?
0
kürke, kaz tüyüne karşıyım normalde ama sibiryadaki insanın geleneksel olarak kullanmasına yahut -eskiden beri- bizim yörük evlerinde derinin kullanılmasına muhalefet değilim. moda için olanı anlamıyorum sadece.
kadınım, bıyıklı, kolları kıllı değilim :P kılı olan almak istemezse almaz kimseye neden almıyorsun demem. bu kol kılı mevzusu zaten 10 sene önce yoktu.
erkekte kıla tüye takılmıyorum. mümkünse erkek de her tarafın %100 tertemiz olmasını beklemesin benden ama insanız nihayetinde.
kadınım, bıyıklı, kolları kıllı değilim :P kılı olan almak istemezse almaz kimseye neden almıyorsun demem. bu kol kılı mevzusu zaten 10 sene önce yoktu.
erkekte kıla tüye takılmıyorum. mümkünse erkek de her tarafın %100 tertemiz olmasını beklemesin benden ama insanız nihayetinde.
0
kol kıl mevzusu 10 sene önce de, annemin zamanında da vardı.
erkeklerin ve kadınların birbirlerinden beklentileri farklı. erkekler de kadınların çok para kazanmalarını ya da uzun boylu olmalarını beklemiyor örneğin.
erkeklerin ve kadınların birbirlerinden beklentileri farklı. erkekler de kadınların çok para kazanmalarını ya da uzun boylu olmalarını beklemiyor örneğin.
0
yanı pek kıyaslama olmuyo bu, sonucta kaz karsı cınse hos gorunmek ıcın tuylerını yolduruyo olsaydı sesım cıkmazdı ama ıcıne ıncecık bı gomlek gıyıp onunu dahı kapatmayacak kadar usumeyen bır ınsanın sırf zevk ıcın uzerıne kurk almasını dogru bulmuyorum.
0
kürk veya kaz tüyünden yapılı giysi modası bence abartı ve gösteriş içeren bir olay. sıcak tutuyor olabilir ama şehirde yaşayan veya ilkel olmayan toplumlar için anlamsız. game of thrones'teki yabaniler giyebilir, gıkımı çıkarmam.
sakal bıraktığım da oldu, bıyık bıraktığım da oldu, tüyzüz surat ve 3 numara kafayla gezdiğim de oldu. kendimde çok önemsediğim bir konu değil. kız arkadaşım sakallarını kes veya sakal/bıyık bırak dese onu kırmam. kökü bende nasıl olsa. sırtımdaki omzumdaki kıllar beni de rahatsız eder.
karşı cinste kollarındaki tüye birşey demem. ince tüy neticede ama dudak üstü tüylerine veya bacak kıllarına karışırım. konu kıl mevzusu da değil, bakımsız kadını sevmem. evin içinde salaş salaş, depresif takılan kadıni sevmem. öncelikli şartım özbakım. sabah kalktığında en azından saçını tarasın. kahvaltıdan sonra en azından hafif bir makyaj yapsın. sadece rimel sürse bile olur.
sakal bıraktığım da oldu, bıyık bıraktığım da oldu, tüyzüz surat ve 3 numara kafayla gezdiğim de oldu. kendimde çok önemsediğim bir konu değil. kız arkadaşım sakallarını kes veya sakal/bıyık bırak dese onu kırmam. kökü bende nasıl olsa. sırtımdaki omzumdaki kıllar beni de rahatsız eder.
karşı cinste kollarındaki tüye birşey demem. ince tüy neticede ama dudak üstü tüylerine veya bacak kıllarına karışırım. konu kıl mevzusu da değil, bakımsız kadını sevmem. evin içinde salaş salaş, depresif takılan kadıni sevmem. öncelikli şartım özbakım. sabah kalktığında en azından saçını tarasın. kahvaltıdan sonra en azından hafif bir makyaj yapsın. sadece rimel sürse bile olur.
0
Hem kaz tüyüne hem de insan kılına karşı biri olarak geldim. Kaz tüyünin kazlar için önemi, bizim kıllarımızın bizim için öneminden çok daha büyük. Bize epilasyon yapılırken acıdan ölmüyoruz, ağda yapılırken ben hissetmiyorum bile ama kazlar ölebiliyor. Kılsızlığın bir götürüsü var insanlarda ama bu götürüler daha çok çıplak yaşayan atalarımız için geçerli. Örneğin, koltukaltı kılları bizim atalarımızın lenflerini soğuktan ve mikroplardan korurmuş da, kombili evde, kirlendikçe değiştirdiğim giysi ve istediğim sıklıkta yapabildiğim banyo ile bana sağladığı fayda ataya sağladığı faydanın çok azı. Ancak orada lenfler alınır da, o zaman ağda yapmaktan genişleyen gözenekler mikrop kapabilir. İLla faydası vardır kılın ama o kadar da elzem değil. Kazda ise tüy kökü çok sağlam ve havalanabilme (uçma değil de kaçarken yaptıkları o hafif havalanarak kaçma hareketi) için çok gerekli. O hareket olmazsa tilkiye ve bilcümle doğal avcısına yem olur. Hadi, çiftlikte olduğu için tilkiye yem olmasın. O tüyler çıkarılırken kan kaybından ölen kazlar var. Kaz tüyünün yolunmasının bendeki karşılığının epilasyon değil, derimin canlı canlı soyulması, saçının çeke çeke yolunması ya da güzellik için en alttaki kaburgayı aldırmak gibi şeyler olduğunu düşünüyorum. Bunu yaptırana da bir şey demem; çünkü kendi iradesi ile yaptırıyordur. Kaz bunu kendi iradesi ile yaptırmıyor ki.Gerçi bu kadar duyarlı davranıyorum kaza karşı ama vegan, vb. değilim. Kendi çapımdaki duyarlılığım kazdan, kürkten başlıyor. Yoksa, "Kazı yer misin" deseler yerim ama giymeme gerek olduğunu düşünmüyorum. Şöyle söyleyeyim, Ant Dağlarının tepesinde donmadığım sürece kazı giyeceğimi sanmıyorum.
Tabii yukarıdaki "kendi iradesi" ifadem de, "Bunu modadan, toplumsal normlardan bağımsız" anlamında değil. Normlardan bağımsız olduğumuzu düşünmüyorum. Kendi adıma, birçok şeyde normlara bağlıyım. Bunlardan biri moda değil, moda şeyler (örneğin asimetrik t-shirtler, vb.) bana çok eciş bücüş görünüyor. 5-10 yılda ancak gözüm alışıyor, ondan sonra modası geçiyor. Ama örneğin, çok üşüdüğüm zamanlarda babamın giydiği yün içliği giymiyorum da, daha düzgün tipi olan termal içliği giyiyorum. Ya da bacaklarımın arasından hava girip üşüttüğünde kotumu, pantolonumu çorabın içine tıkıp dışarıda gezmiyorum. Saçımı tarıyorum en basitinden. Issız adada olsam bunların hiçbirini sallamam. Daha doğrusu yine o kadar dağıtmam ama bu kadar da özenmem. Ruj sürüyorum, bu da aynı kapsamda sonuçta. Gerçi arada evde de ruj sürüyorum öylesine, bu da tam sayılmaz ama özetle zamanın özelliği olan estetiksel şeyleri yapıyorum. Kıl meselesi bunlardan biri değil benim için. Issız adada olsam, 20 yıl kimse beni görmeyecek olsa, su ve yemekten sonra ağda ararım doğrudan. Ağaç ağaç gezinirim reçinesi çıkıyor mu diye. Çünkü ağda benim için temizlik. Sadece kadında değil, erkekte de hoşlanmıyorum. Erkeğin sırtı kıllı olabilir, Philips Bodygroom diye de bir şey var. Dalarsın onunla, tertemiz oluverir. Koltukaltını ağdayla bile yolarsın, erkekli-kadınlı. Kolumda kıl varken, alınabilecek belirli bir uzunluğu geçtiğinde, ben kendimi pis hissederim. Kimse görmese bile yaparım ben onu. Öptüğüm yerde ağzıma kıl gelmesini sevmiyorum, içim kalkıyor. Lavaboda da saç gördüğümde veya yere dökülmüş kıvırcık kıl gördüğümde de hafiften içim kalkar mesela. Bir arkadaşım vardı, pek temizlik yapmazdı. Evindeki koridora Aslanlı Yol gibi, Kıllı Yol adını vermişti; çünkü ne zamandır süpürmediği kıllar yerde, koridorun iki tarafında yürünmediği için daha yoğun olurdu hep ve benim içim kalkardı, yalan değil. Hani çok sayıdaki konuda toplum baskısı yaşıyor olabilirim, kıl konusunda ise doğrudan toplum baskısı benim ama baskım kendime ve öptüğüm kişiye kadar. Yoksa kız kılını, bacağını almamış, erkek sırtını almamış; çok da ilgilenmiyorum. Sadece bunu anlayamam ve ben yapamam ama anlayamadığım kadar yargılamam da, alkışlamam da. 5-10 sene sonra "Bu ara Rönesans başladı, tüm kadınlar kaşlarını da almalı, kirpiklerini sökmeli" kampanyası çıksa "Oh oh! Ben de Mona Lisa'yım" diye katılırım ama "Artık özgürüz, uzatacağız hepimiz" moda olsa, o modaya uyacağımı sanmıyorum. Belki de benim kaşımı, kirpiğimi tamamen yolmamış olmam toplum baskısı ve zamanın estetik kaygıları sonucudur; çünkü diğer kılların aksine bu ikisini seviyorum. Denk gelmişliğim var birkaç kere bacakları kıllı kadınlara, Akdeniz stili olarak geçiyor zaten. İlk bir iki saniye değişiklik gözüme çarpıyor, sonra o yoluna, ben yoluma devam ediyorum. Beni neden ilgilendirsin.
Tabii yukarıdaki "kendi iradesi" ifadem de, "Bunu modadan, toplumsal normlardan bağımsız" anlamında değil. Normlardan bağımsız olduğumuzu düşünmüyorum. Kendi adıma, birçok şeyde normlara bağlıyım. Bunlardan biri moda değil, moda şeyler (örneğin asimetrik t-shirtler, vb.) bana çok eciş bücüş görünüyor. 5-10 yılda ancak gözüm alışıyor, ondan sonra modası geçiyor. Ama örneğin, çok üşüdüğüm zamanlarda babamın giydiği yün içliği giymiyorum da, daha düzgün tipi olan termal içliği giyiyorum. Ya da bacaklarımın arasından hava girip üşüttüğünde kotumu, pantolonumu çorabın içine tıkıp dışarıda gezmiyorum. Saçımı tarıyorum en basitinden. Issız adada olsam bunların hiçbirini sallamam. Daha doğrusu yine o kadar dağıtmam ama bu kadar da özenmem. Ruj sürüyorum, bu da aynı kapsamda sonuçta. Gerçi arada evde de ruj sürüyorum öylesine, bu da tam sayılmaz ama özetle zamanın özelliği olan estetiksel şeyleri yapıyorum. Kıl meselesi bunlardan biri değil benim için. Issız adada olsam, 20 yıl kimse beni görmeyecek olsa, su ve yemekten sonra ağda ararım doğrudan. Ağaç ağaç gezinirim reçinesi çıkıyor mu diye. Çünkü ağda benim için temizlik. Sadece kadında değil, erkekte de hoşlanmıyorum. Erkeğin sırtı kıllı olabilir, Philips Bodygroom diye de bir şey var. Dalarsın onunla, tertemiz oluverir. Koltukaltını ağdayla bile yolarsın, erkekli-kadınlı. Kolumda kıl varken, alınabilecek belirli bir uzunluğu geçtiğinde, ben kendimi pis hissederim. Kimse görmese bile yaparım ben onu. Öptüğüm yerde ağzıma kıl gelmesini sevmiyorum, içim kalkıyor. Lavaboda da saç gördüğümde veya yere dökülmüş kıvırcık kıl gördüğümde de hafiften içim kalkar mesela. Bir arkadaşım vardı, pek temizlik yapmazdı. Evindeki koridora Aslanlı Yol gibi, Kıllı Yol adını vermişti; çünkü ne zamandır süpürmediği kıllar yerde, koridorun iki tarafında yürünmediği için daha yoğun olurdu hep ve benim içim kalkardı, yalan değil. Hani çok sayıdaki konuda toplum baskısı yaşıyor olabilirim, kıl konusunda ise doğrudan toplum baskısı benim ama baskım kendime ve öptüğüm kişiye kadar. Yoksa kız kılını, bacağını almamış, erkek sırtını almamış; çok da ilgilenmiyorum. Sadece bunu anlayamam ve ben yapamam ama anlayamadığım kadar yargılamam da, alkışlamam da. 5-10 sene sonra "Bu ara Rönesans başladı, tüm kadınlar kaşlarını da almalı, kirpiklerini sökmeli" kampanyası çıksa "Oh oh! Ben de Mona Lisa'yım" diye katılırım ama "Artık özgürüz, uzatacağız hepimiz" moda olsa, o modaya uyacağımı sanmıyorum. Belki de benim kaşımı, kirpiğimi tamamen yolmamış olmam toplum baskısı ve zamanın estetik kaygıları sonucudur; çünkü diğer kılların aksine bu ikisini seviyorum. Denk gelmişliğim var birkaç kere bacakları kıllı kadınlara, Akdeniz stili olarak geçiyor zaten. İlk bir iki saniye değişiklik gözüme çarpıyor, sonra o yoluna, ben yoluma devam ediyorum. Beni neden ilgilendirsin.
0
bir ileti paylastim
Neyse buradan ileri gitmek amac. Iki ay gibi kisa sureligine amerikaya geldim. Dil okuluna gidiyorum saat dorde kadar. Sonra napayim da hizli hizli gelistireyim. Cik konus diyenler. Biliyorum. Umuyorun ikinci ay daha cok olur fakat cok da cikip konusacak durumum yok su an. Evet biliyorum iki ay az.
Neyse buradan ileri gitmek amac.
Iki ay gibi kisa sureligine amerikaya geldim. Dil okuluna gidiyorum saat dorde kadar. Sonra napayim da hizli hizli gelistireyim.
Cik konus diyenler. Biliyorum. Umuyorun ikinci ay daha cok olur fakat cok da cikip konusacak durumum yok su an.
Evet biliyorum iki ay az. Ama ne kadar ilerlesem o kadar iyi. Seviyem upper intermediate.
Tavsiyeler?
Iki ay gibi kisa sureligine amerikaya geldim. Dil okuluna gidiyorum saat dorde kadar. Sonra napayim da hizli hizli gelistireyim.
Cik konus diyenler. Biliyorum. Umuyorun ikinci ay daha cok olur fakat cok da cikip konusacak durumum yok su an.
Evet biliyorum iki ay az. Ama ne kadar ilerlesem o kadar iyi. Seviyem upper intermediate.
Tavsiyeler?
0
Acilen yabancı arkadaşlar yapıyorsun kendine, mümkünse has amerikalı ve turistliğin hakkını vererek fellik fellik geziyorsun onlarla.
0
O kadar cok arap var ki:/
Yanlis anlamayin irkcilik yapmiyorum. Sadece gunluk rutinlerimiz uymuyor.
Ne ben namaz kiliyorum ne onlar her yerde yemek yiyor. Alkol onemli degil hadi de amerika sonucta herkes barda.
Bu yuzden okuldan arkadas biraz daha sorun oldu. Dizi film izliyorum da amerikaya gelmisken odada film izlemek cok mantikli gelmiyor. (Su an onu yapiyorum)
Yabanci arkadas bir de amerikali olsa daha ne isterim. Ama nerden denk getiririm.
Kurs olayi da sanki beni zorlar gibi geldi. Dil anlaminds
Yanlis anlamayin irkcilik yapmiyorum. Sadece gunluk rutinlerimiz uymuyor.
Ne ben namaz kiliyorum ne onlar her yerde yemek yiyor. Alkol onemli degil hadi de amerika sonucta herkes barda.
Bu yuzden okuldan arkadas biraz daha sorun oldu. Dizi film izliyorum da amerikaya gelmisken odada film izlemek cok mantikli gelmiyor. (Su an onu yapiyorum)
Yabanci arkadas bir de amerikali olsa daha ne isterim. Ama nerden denk getiririm.
Kurs olayi da sanki beni zorlar gibi geldi. Dil anlaminds
0
baba131
ama öyle yemek falan gibi küçük şeyleri sormuyorum. mesela amerikadan laptop getirilir turkiyeye ama turkiyeden ingiltereye ne goturulur acaba var mi boyle bir sey:) Teşekkürler
ama öyle yemek falan gibi küçük şeyleri sormuyorum. mesela amerikadan laptop getirilir turkiyeye ama turkiyeden ingiltereye ne goturulur acaba var mi boyle bir sey:) Teşekkürler
0
Kuruyemiş ve kurutulmuş meyve götürülür. Tarım ülkesiyiz biz. Ancak böyle şeyler Avrupa ve Amerika gibi yerlerde bulunmuyor ya da çok daha pahalı oluyor bulunsa da.
0
kıyafet tr'de biraz daha ucuzdu ama son döviz dalgalanmalarından sonra ne oldu bilmiyorum.
0
giyim kuşam işine falan bulaşma;
marks&spencer orada markette satılıyor,
fred perry ayakkabı indirimde 10 paund.
ancak ülkemize özgü şeyler götürebilirsin, bir de sigara :)
iyisimi al biraz kuruyemiş, lokum falan git hacım.
marks&spencer orada markette satılıyor,
fred perry ayakkabı indirimde 10 paund.
ancak ülkemize özgü şeyler götürebilirsin, bir de sigara :)
iyisimi al biraz kuruyemiş, lokum falan git hacım.
0
-salca
-simit
-bulgur&princ
-kozlenmis patlican&biber, tursu vs..(burada sebze cok pahali..) 1 patlican 3 lira gibi dusun! portakalin kilosu £2 (9 lira)
-kiyafet olarak, kazak gomlek vs tr'de ucuz gibi ama diger seyler degil..
-sigara kullaniyorsan, duty free'den iki karton kapat..
-simit
-bulgur&princ
-kozlenmis patlican&biber, tursu vs..(burada sebze cok pahali..) 1 patlican 3 lira gibi dusun! portakalin kilosu £2 (9 lira)
-kiyafet olarak, kazak gomlek vs tr'de ucuz gibi ama diger seyler degil..
-sigara kullaniyorsan, duty free'den iki karton kapat..
0
aslinda baska bir nick istiyordum
geçen sene bir Avrupa' da bir havalimanında bir kulaklık görmüştüm. farklı bir ses frekansı yayarak uçaktayken dışarıdan gelen sesleri duymanızı engelliyor. adı, markası vs. hiö bir şey hatırlamıyorum. bildiğin akıllı telefonlarımızla müzik dinlediğimiz bir kulaktı. üzerinde farklı frekansla ses ver
geçen sene bir Avrupa' da bir havalimanında bir kulaklık görmüştüm. farklı bir ses frekansı yayarak uçaktayken dışarıdan gelen sesleri duymanızı engelliyor. adı, markası vs. hiö bir şey hatırlamıyorum. bildiğin akıllı telefonlarımızla müzik dinlediğimiz bir kulaktı. üzerinde farklı frekansla ses verip dışarıdan gelen sesleri engellediği yazıyordu. bu kulaklığı nereden bulabilirim? bir bilen var mı?
0
iki türlü gürültü engelleme yöntemi var. biri aktif biri pasif. pasif olan malzemesinin fiziksel özellikleriyle gürültüyü engelliyor. aktif olanlar ise bünyesindeki mikrofonla, dışarıdaki gürültüyü alıp onun fazını ters çevirip kulaklığa yolluyor. böylece gürültü kulağına ulaşmadan büyük oranda yok edilmiş oluyor. araman şöyle olmalı: active noise cancelling
0
dilem
Arkadaslar var mi tavsiyeniz fistik, findik ezmesi gibi kilo aldiracak cinsten onerileriniz? Metabolizmam hizli, o yuzden onerebileceginiz bol kalorili yiyecekler veya vitaminlerde neleri onerirsiniz? Sevap islemis olursunuz.
Arkadaslar var mi tavsiyeniz fistik, findik ezmesi gibi kilo aldiracak cinsten onerileriniz? Metabolizmam hizli, o yuzden onerebileceginiz bol kalorili yiyecekler veya vitaminlerde neleri onerirsiniz? Sevap islemis olursunuz.
0
gece yatmadan önce iki paket cips patlat, garantili çözüm. tabi sağlıklı olmadığını belirtmeme bile gerek yoktur herhalde.
0
hızlı kilo aldıran şeyler yersen sadece göbeğe çalışır ve sağlıksız olursun.
diğer yerler zayıf kalır göbek şişer.
diğer yerler zayıf kalır göbek şişer.
0
diyetisyene git. her bünye farklıdır. robot değiliz neticede. bazı öneriler faydalı bile olsa sen de işe yaramayabilir.
0
cips, kola ve dondurma.
özellikle yatmaya yakın tüketirsen hemen kilo alırsın.
fakat bu sağlıksızdır.
bence bunu uygulama.
özellikle yatmaya yakın tüketirsen hemen kilo alırsın.
fakat bu sağlıksızdır.
bence bunu uygulama.
0
Kilo almak derken amacınız göbeği şişirmek değilse ben de diyetisyen öneriyorum. En azından internetteki güvenilir sitelerden bilgi sahibi olun.
0
Euxinos007
20'li yaşların ortasında bir erkek için şu bot nasıldır ?.http://www.dockersturkey.com/U1355,41,dockers-215150-siyah-erkek-su-gecirmez-bot-sonbahar-kis-dockers.htm
20'li yaşların ortasında bir erkek için şu bot nasıldır ?.
www.dockersturkey.com
www.dockersturkey.com
0
Bot degil ki, baya bilekli kis ayakkabisi.
Tabaninda kaymayi onleyebilecek tirtikli/girintili cikintili bir sey goremedim.
Ve cok fazla klasik bence. Ise filan giyilir herhalde
Tabaninda kaymayi onleyebilecek tirtikli/girintili cikintili bir sey goremedim.
Ve cok fazla klasik bence. Ise filan giyilir herhalde
0
Bot fena durmuyor da bildiğimiz / orijinal Dockers değil bu. Polo esintisi oluşturmaya çalışan "polo garage" gibi "dockers by gerli" adında farklı bir girişim.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
Hiç yurtdışına çıkmadım. Vize, pasaport işlemleri nedir, nasıl yapılır, onu bile bilmem. Artık şeytanın bacağını kırıp, yurtdışına çıkmak istiyorum ama öğrenci haliyle nasıl olacak hiç bilmiyorum. hani niyetim büyük çaplı değil, nokta atışı yapıp sindire sindire tek ülke görsem bile yeter.Ne yapmalı
Hiç yurtdışına çıkmadım. Vize, pasaport işlemleri nedir, nasıl yapılır, onu bile bilmem. Artık şeytanın bacağını kırıp, yurtdışına çıkmak istiyorum ama öğrenci haliyle nasıl olacak hiç bilmiyorum.
hani niyetim büyük çaplı değil, nokta atışı yapıp sindire sindire tek ülke görsem bile yeter.
Ne yapmalı? Hazır turlara mı katılmalı, interrail mi yapmalı? Konaklama falan fişman nasıl olacak? İşin prosedürleri nasıl halledilecek?
aslında trenle seyahati sevdiğim için, interrail gözüme daha cazip geliyor. özellikle interrail yapmış olanlarınız varsa deneyimlerini paylaşabilirler mi?
Kafamdaki karışıklığı, bilal'e anlatır gibi anlatarak giderebilir misiniz?
hani niyetim büyük çaplı değil, nokta atışı yapıp sindire sindire tek ülke görsem bile yeter.
Ne yapmalı? Hazır turlara mı katılmalı, interrail mi yapmalı? Konaklama falan fişman nasıl olacak? İşin prosedürleri nasıl halledilecek?
aslında trenle seyahati sevdiğim için, interrail gözüme daha cazip geliyor. özellikle interrail yapmış olanlarınız varsa deneyimlerini paylaşabilirler mi?
Kafamdaki karışıklığı, bilal'e anlatır gibi anlatarak giderebilir misiniz?
0
Birazcık google'da dolaşıp araştırmanızı tavsiye ederim. Özellikle yeni başlayanlar ve interrail için internette çok fazla tavsiye var.
Kişisel görüşüm şu: Hiç fark etmez. Neresi kolayınıza gelecekse ilk oraya gidin. Zaten her türlü değişik bir deneyim yaşayacaksınız.
Kişisel görüşüm şu: Hiç fark etmez. Neresi kolayınıza gelecekse ilk oraya gidin. Zaten her türlü değişik bir deneyim yaşayacaksınız.
0
heh. şimdi abi sen öğrenciyim, şeytanın bacağını kırayım diyorsun. o yüzden bence hiç vize işlerine bulaşma çünkü sadece 1 yıllık pasaport ve vize almak için harcayacağın para 500-600 lira civarında. gel biz seni vize istemeyen, pasaportunu alıp gidebileceğin bir ülkeye götürelim. sırbistan, bosna hersek, ukrayna ve belarus var ilk olarak aklıma gelen. biz mesela 3 sap inşallah 4-9 şubat'ta lviv'e gidiyoruz ukrayna'da. gidiş-dönüş biletini 280 liraya kapattık ki daha ucuzu da vardı başka tarihlerde.
uçak biletleri için, eğer türkiye'den uçacaksan, skyscanner.com iyidir. avrupa içinde bir sürü ucuz havayolu var, onları gideceğin ülkelere göre araştırabilirsin. atıyorum birmingham'da mısın? google'a birmingham low-cost airlines yaz, o şehre uçak indiren/kaldıran firmaları bulursun. gerçi bu iş için de yine skyscanner'ı kullanabilirsin.
eğer tarihlerin esnekse, skyscanner'da "ay içinde en ucuz bileti bulma" zımbırtısını kullanabilirsin. aha şöyle: prntscr.com
işaretlediğim yere tıkladığın zaman, sana şubat ayı içindeki en ucuz gidiş biletlerini gösterir. dönüş için de aynı şeyi yaptığın zaman, önüne bir sürü fiyat çıkar. bazı şehirler için az, bazı şehirler için çok; bazıları için ucuz, bazıları için pahalı... örneğin, lviv'e gidiş-dönüş bileti 240 lirayken, başkent kiev'e 350'den aşağı bulamadık biz. az yukarda minsk var, oraya 500 liradan ucuz bilet yok. o yüzden ben sana lviv, belgrad, saraybosna gibi hem vizesiz hem de nispeten ucuza gidebileceğin yerleri öneririm. yalnız ukrayna'da kimse ingilizce konuşamıyo diyolar. en azından kiril alfabesini ve birazcık rusça bilmiyorsan, ukrayna'yla başlama derim. saraybosna veya belgrad daha iyi olabilir bu durumda.
konaklama için booking.com, hostelworld.com, airbnb.com ve en önemlisi couchsurfing.com gibi siteleri kullanabilirsin. ilk ikisi, sana otelden tut da hostele kadar geniş yelpazede istediğin türde mekan sunar. filtrelersin. atıyorum "ben günde en fazla 20 lira verebilirim ama bi de şehir merkezinde olsun" dersin, adam sana şehir merkezinde günlük konaklama masrafı 20 lira olan hostelleri gösterir. bunun gibi. airbnb'yi pek bilmiyorum ama orada da kendi evini kiralayan insanlar oluyor. genelde uzun süreli kalışlar için daha iyi bu. 4 gün tatil yapacaksan airbnb'den kiralamak bence pek mantıklı değil çünkü gördüğüm kadarıyla fiyatlar biraz yüksekçe oluyor. hani 3 aylığına staja gitsen burdan ev kiralarsın ama tatil için pek iyi değil gibi.
couchsurfing en bombası. bunu muhakkak duymuşsundur. bunda direkt gidip başkasının evinde kalıyosun onunla birlikte, para vermiyosun. hatta iyi anlaşırsanız adam çıkarıp seni rehber gibi gezdirebilir de. yalnız tabii güven durumu var. o yüzden bi CS hesabı açıp, çevrendeki etkinliklere falan katılarak birkaç olumlu referans almayı düşünebilirsin. işte "bu çocuk iyidir güzeldir" tarzı bi şeyler yazacaklar profiline. böylelikle, "ben x şehrine geliyom da müsaitsen beni ağırlar mısın cnm" dediğin kişilerin seni kabul etme ihtimalini arttırmış olursun.
interrail tamamen ayrı bir olay... interrail dediğin şey aslında bir tren bileti. sen bunu işte 200 euro 300 euro neyse veriyosun abi, avrupa içindeki trenlere (bazı istisnalar dışında) beleş biniyosun. bu kadar. bu sana başka hiçbir şey sağlamıyor. hostelini, çadırını, yemeğini falan yine sen ayarlayacaksın. üstelik interrail için de vizeye ihtiyacın var.
öğrenciyim dediğin için ben fakir olduğunu varsaydım tabii, dersen ki anamın babamın parası var, evimiz arabamız var vize alırken belge olarak gösterebiliriz, sktir et belgrad'ı direkt vize al avrupa'yı gezmeye çalış.
bunun dışında sorun varsa yine buradan sorabilirsin, bildiğim kadarıyla memnuniyetle cevaplarım. bu arada ben daha yurtdışına çıkmadım onu da belirteyim, ne olursa olsun bana güvenip iş yapma sjhfjsk
uçak biletleri için, eğer türkiye'den uçacaksan, skyscanner.com iyidir. avrupa içinde bir sürü ucuz havayolu var, onları gideceğin ülkelere göre araştırabilirsin. atıyorum birmingham'da mısın? google'a birmingham low-cost airlines yaz, o şehre uçak indiren/kaldıran firmaları bulursun. gerçi bu iş için de yine skyscanner'ı kullanabilirsin.
eğer tarihlerin esnekse, skyscanner'da "ay içinde en ucuz bileti bulma" zımbırtısını kullanabilirsin. aha şöyle: prntscr.com
işaretlediğim yere tıkladığın zaman, sana şubat ayı içindeki en ucuz gidiş biletlerini gösterir. dönüş için de aynı şeyi yaptığın zaman, önüne bir sürü fiyat çıkar. bazı şehirler için az, bazı şehirler için çok; bazıları için ucuz, bazıları için pahalı... örneğin, lviv'e gidiş-dönüş bileti 240 lirayken, başkent kiev'e 350'den aşağı bulamadık biz. az yukarda minsk var, oraya 500 liradan ucuz bilet yok. o yüzden ben sana lviv, belgrad, saraybosna gibi hem vizesiz hem de nispeten ucuza gidebileceğin yerleri öneririm. yalnız ukrayna'da kimse ingilizce konuşamıyo diyolar. en azından kiril alfabesini ve birazcık rusça bilmiyorsan, ukrayna'yla başlama derim. saraybosna veya belgrad daha iyi olabilir bu durumda.
konaklama için booking.com, hostelworld.com, airbnb.com ve en önemlisi couchsurfing.com gibi siteleri kullanabilirsin. ilk ikisi, sana otelden tut da hostele kadar geniş yelpazede istediğin türde mekan sunar. filtrelersin. atıyorum "ben günde en fazla 20 lira verebilirim ama bi de şehir merkezinde olsun" dersin, adam sana şehir merkezinde günlük konaklama masrafı 20 lira olan hostelleri gösterir. bunun gibi. airbnb'yi pek bilmiyorum ama orada da kendi evini kiralayan insanlar oluyor. genelde uzun süreli kalışlar için daha iyi bu. 4 gün tatil yapacaksan airbnb'den kiralamak bence pek mantıklı değil çünkü gördüğüm kadarıyla fiyatlar biraz yüksekçe oluyor. hani 3 aylığına staja gitsen burdan ev kiralarsın ama tatil için pek iyi değil gibi.
couchsurfing en bombası. bunu muhakkak duymuşsundur. bunda direkt gidip başkasının evinde kalıyosun onunla birlikte, para vermiyosun. hatta iyi anlaşırsanız adam çıkarıp seni rehber gibi gezdirebilir de. yalnız tabii güven durumu var. o yüzden bi CS hesabı açıp, çevrendeki etkinliklere falan katılarak birkaç olumlu referans almayı düşünebilirsin. işte "bu çocuk iyidir güzeldir" tarzı bi şeyler yazacaklar profiline. böylelikle, "ben x şehrine geliyom da müsaitsen beni ağırlar mısın cnm" dediğin kişilerin seni kabul etme ihtimalini arttırmış olursun.
interrail tamamen ayrı bir olay... interrail dediğin şey aslında bir tren bileti. sen bunu işte 200 euro 300 euro neyse veriyosun abi, avrupa içindeki trenlere (bazı istisnalar dışında) beleş biniyosun. bu kadar. bu sana başka hiçbir şey sağlamıyor. hostelini, çadırını, yemeğini falan yine sen ayarlayacaksın. üstelik interrail için de vizeye ihtiyacın var.
öğrenciyim dediğin için ben fakir olduğunu varsaydım tabii, dersen ki anamın babamın parası var, evimiz arabamız var vize alırken belge olarak gösterebiliriz, sktir et belgrad'ı direkt vize al avrupa'yı gezmeye çalış.
bunun dışında sorun varsa yine buradan sorabilirsin, bildiğim kadarıyla memnuniyetle cevaplarım. bu arada ben daha yurtdışına çıkmadım onu da belirteyim, ne olursa olsun bana güvenip iş yapma sjhfjsk
0
@der meister; çok teşekkür ederim açıklayıcı bilgi için, ilaç gibi geldi bu bilgiler.
ülke olarak özellikle macaristan'ı görmeyi çok istiyorum. diğer çoğu avrupa ülkesi, en azından ilk yurtdışı deneyimim için önemli değil.
ülke olarak özellikle macaristan'ı görmeyi çok istiyorum. diğer çoğu avrupa ülkesi, en azından ilk yurtdışı deneyimim için önemli değil.
0
abi müthiş bir salaklık yapıp, ikinci mesajı ilkinin üzerine yazdım. düzeltemedim de. eğer ilkini okumadıysan, o kısımda yazdıklarımla ilgili kafanda bir soru varsa onları da tekrar yazabilirim. sen sal burdan başkaları da görür belki, el birliğiyle benden sonra seni de evropa'ya çıkarırız :)
0
@der meister; sıkıntı değil usta, okumuştum zaten ilk mesajı.
valla zaten fakir olduğumu farzederek yazman çok iyi oldu, çünkü öyleyim:)
vizesiz yerler aklıma yattı, bunu araştıracağım. ingilizce sıkıntıysa ukrayna'yı aradan çıkarıyorum o zaman. dediğin alternatiflere bakacağım.
bu durumda, düşününce sanırım vizesiz yerlere uçakla seyahat, interrail'den daha uyguna gelecek anlaşılan.
valla zaten fakir olduğumu farzederek yazman çok iyi oldu, çünkü öyleyim:)
vizesiz yerler aklıma yattı, bunu araştıracağım. ingilizce sıkıntıysa ukrayna'yı aradan çıkarıyorum o zaman. dediğin alternatiflere bakacağım.
bu durumda, düşününce sanırım vizesiz yerlere uçakla seyahat, interrail'den daha uyguna gelecek anlaşılan.
0
kesinlikle öyle. pasaportun yoksa eğer ki anladığım kadarıyla yok, önceliğin bu dandik defteri almak olmalı. elin oğlu 10-20 dolara alıyor ama biz işte korkunç paralar ödüyoruz. 10 yıllık pasaportun fiyatı, bu yıldan itibaren 621 lira mı ne oldu. düşün işte. genç adamsın, 2 yıllık alsan birkaç kezden fazla kullanamayacaksın, üstüne neredeyse 300 lira vereceksin. e 10 yıllık alayım desen çok para. bunun hesabı tamamen sana kalmış. düşün, taşın, en uygun hangisi oluyorsa o şekilde al derim.
interrail biletleri genelde euro'yla satılıyor, daha doğrusu fiyatları euro'ya endeksli oluyor. dolayısıyla akp iktidarında euro'yla alakası olan herhangi bir ürünü almak, hele ki öğrenciysen, cidden fena cep yakar. şu sayfanın en altında hem interrail hem balkan pass için ayrıntılı fiyatları ve bilgileri görebilirsin,
www.tcdd.gov.tr
yalnız şunu da hatırlatayım, vize istemiyor diye ülke seni alacak şeklinde bir kaide yok. her ihtimale karşı, kalacak yer rezervasyonu ve uçak biletlerinin çıktısı yanında bulunsun. kalacağın süreyi kapsayan bir sağlık sigortası yaptır. elinde "şu şu tarihler arasında şu ülkeleri gezicem, biletini aldığım uçakla da efendi gibi ülkeme geri dönücem" yazan bir dilekçe de bulunması avantaj olur. çünkü sadece ülkeye girişte değil, ülke içinde polis tarafından falan da "hayırdır kardeş sen ne ayaksın?" şeklinde sorgulanabilirsin. o zaman şrak diye çıkarıp gösterirsin bütün belgelerini.
sigorta olayı gözünü korkutmasın. 10 gün için 30-40 lirayı geçmez diye tahmin ediyorum. çoğu banka bile yapıyor bu işi artık. atıyorum iş bankası'na dalıp "ben şu şu tarihler arasında belgrad'da olacağım, sırbistan'da geçerliliği olan bir seyahat sağlık sigortası yaptırmak istiyorum" diyeceksin, imzayı atıp paranı verecek ve çıkacaksın. bu kadar.
interrail bence zaten hiçbir zaman "uygun" bir şey değil abi fakir bir türksen. onun olayı, kısa zamanda çok fazla yer görmek. bu açıdan baktığın zaman uygun evet ama sığır gibi yaşaman lazım. sırtında çantayla koca şehri bir veya iki günde göreceksin. çadırda veya 20 kişiyle hostelde kalacaksın. oradan oraya koşturacaksın falan... 200-300 euro'yla avrupa'da bir ay boyunca trene biniyorsun, şahane ama benim tarzım değil valla. alelacele amsterdam, prag, budapeşte gördüm demek için katlanacağım çile değil.
ha interrail'i illa böyle yapacaksın diye bir kaide yok. 20 gün geçerli bilet alır, bu sürede sadece 5 şehre gider, sindire sindire gezip keyfine bakarsın. o da olur. ama şu an için, verdiğin bilgiler ışığında söyleyebilirim ki bu maalesef seni bayağı aşar. acınız acımızdır.
interrail biletleri genelde euro'yla satılıyor, daha doğrusu fiyatları euro'ya endeksli oluyor. dolayısıyla akp iktidarında euro'yla alakası olan herhangi bir ürünü almak, hele ki öğrenciysen, cidden fena cep yakar. şu sayfanın en altında hem interrail hem balkan pass için ayrıntılı fiyatları ve bilgileri görebilirsin,
www.tcdd.gov.tr
yalnız şunu da hatırlatayım, vize istemiyor diye ülke seni alacak şeklinde bir kaide yok. her ihtimale karşı, kalacak yer rezervasyonu ve uçak biletlerinin çıktısı yanında bulunsun. kalacağın süreyi kapsayan bir sağlık sigortası yaptır. elinde "şu şu tarihler arasında şu ülkeleri gezicem, biletini aldığım uçakla da efendi gibi ülkeme geri dönücem" yazan bir dilekçe de bulunması avantaj olur. çünkü sadece ülkeye girişte değil, ülke içinde polis tarafından falan da "hayırdır kardeş sen ne ayaksın?" şeklinde sorgulanabilirsin. o zaman şrak diye çıkarıp gösterirsin bütün belgelerini.
sigorta olayı gözünü korkutmasın. 10 gün için 30-40 lirayı geçmez diye tahmin ediyorum. çoğu banka bile yapıyor bu işi artık. atıyorum iş bankası'na dalıp "ben şu şu tarihler arasında belgrad'da olacağım, sırbistan'da geçerliliği olan bir seyahat sağlık sigortası yaptırmak istiyorum" diyeceksin, imzayı atıp paranı verecek ve çıkacaksın. bu kadar.
interrail bence zaten hiçbir zaman "uygun" bir şey değil abi fakir bir türksen. onun olayı, kısa zamanda çok fazla yer görmek. bu açıdan baktığın zaman uygun evet ama sığır gibi yaşaman lazım. sırtında çantayla koca şehri bir veya iki günde göreceksin. çadırda veya 20 kişiyle hostelde kalacaksın. oradan oraya koşturacaksın falan... 200-300 euro'yla avrupa'da bir ay boyunca trene biniyorsun, şahane ama benim tarzım değil valla. alelacele amsterdam, prag, budapeşte gördüm demek için katlanacağım çile değil.
ha interrail'i illa böyle yapacaksın diye bir kaide yok. 20 gün geçerli bilet alır, bu sürede sadece 5 şehre gider, sindire sindire gezip keyfine bakarsın. o da olur. ama şu an için, verdiğin bilgiler ışığında söyleyebilirim ki bu maalesef seni bayağı aşar. acınız acımızdır.
0
hede hodo
Kullanan var mı? Memnun musunuz? Mesela alsam hangi modelini almalıyım?
Kullanan var mı? Memnun musunuz? Mesela alsam hangi modelini almalıyım?
0
Professional Care 500 Elektrikli Diş Fırçası bunu kullanıyorum ben memnunum daha yarı yolda bırakmadı. özellikle dişlerin arkasını fırçalarken çok işe yarıyor bunlar.
başlığınıda aliexpressden getirmiştim 1 dolar mı neydi 4 tanesi. ama dikkat et 3d white baslık almıştım bu care 500ye uygun olmamıştı. o başlık için başka fırça varmış sanırım.
diş etlerinin cekilmesine neden oluyor diyorlar bu arada. doğruluk payı var mı bilmiyorum.
başlığınıda aliexpressden getirmiştim 1 dolar mı neydi 4 tanesi. ama dikkat et 3d white baslık almıştım bu care 500ye uygun olmamıştı. o başlık için başka fırça varmış sanırım.
diş etlerinin cekilmesine neden oluyor diyorlar bu arada. doğruluk payı var mı bilmiyorum.
0
Uykum var iki satir yazayim.
5000 ve ustune bak sadece. Kalanini salla.
Hediye etti firma, kullandim.is gorur. Ama soyle bir sey soylemek isterim. Bu tip fircalar yaslilara,mental retarda olanlar gibi kendi kendine fircalayamayanlara yonelik aslinda. Tabi cok buyuk bir pazar ve bu da kullaniliyor.
Bunu neden dedim? Cunku bu tur fircalarla daha etkili fircalayacaksin diye bir sey yok. Eger normal fircayi uygun teknikte kullanamiyorsan bunlara yonel.
Dis eti cekilmesi, diste abrazyon gibi konulara da deginirsek, bu ust modellerde fazla baski yapinca durma ozelligi var onunla asmislar o konuyu. Yine de nazik davranmak onemli.
5000 ve ustune bak sadece. Kalanini salla.
Hediye etti firma, kullandim.is gorur. Ama soyle bir sey soylemek isterim. Bu tip fircalar yaslilara,mental retarda olanlar gibi kendi kendine fircalayamayanlara yonelik aslinda. Tabi cok buyuk bir pazar ve bu da kullaniliyor.
Bunu neden dedim? Cunku bu tur fircalarla daha etkili fircalayacaksin diye bir sey yok. Eger normal fircayi uygun teknikte kullanamiyorsan bunlara yonel.
Dis eti cekilmesi, diste abrazyon gibi konulara da deginirsek, bu ust modellerde fazla baski yapinca durma ozelligi var onunla asmislar o konuyu. Yine de nazik davranmak onemli.
0
Kullanıyorum, memnunum.
Basınç sensörü olan en ucuzu modeli almanı tavsiye ederim (galiba 5000di)
Basınç sensörü olmazsa çok hassas kullanmak gerekiyor.
Basınç sensörü olan en ucuzu modeli almanı tavsiye ederim (galiba 5000di)
Basınç sensörü olmazsa çok hassas kullanmak gerekiyor.
0
diş doktorları tavsiye etmiyor olayı kolpa.
oral professional care 9000 aldım ben parayı bayılıp.
Gayet memnunum
oral professional care 9000 aldım ben parayı bayılıp.
Gayet memnunum
0
care 9000+1
modifiye bass teknikli başlık olan modelinin dışıdakileri tavsiye etmem, modifiye bass başlıklı olanı al daha yeni çıktı.
modifiye bass teknikli başlık olan modelinin dışıdakileri tavsiye etmem, modifiye bass başlıklı olanı al daha yeni çıktı.
0
ete summer
akıcı olsun, lakin boş bir film de olmasın. hint, kore vb. yapımlar da olmasın. teşekkürler.şunlara benzer;as good as it getskramer vs kramerthis is englandthelma&louiseinterstate 60rear window100 yaşında camdan atlayıp kaybolan adam
akıcı olsun, lakin boş bir film de olmasın. hint, kore vb. yapımlar da olmasın. teşekkürler.
şunlara benzer;
as good as it gets
kramer vs kramer
this is england
thelma&louise
interstate 60
rear window
100 yaşında camdan atlayıp kaybolan adam
şunlara benzer;
as good as it gets
kramer vs kramer
this is england
thelma&louise
interstate 60
rear window
100 yaşında camdan atlayıp kaybolan adam
0
sult (1966)
the man with the golden arm
bunny lake is missing
the seconds
videodrome
the man with the golden arm
bunny lake is missing
the seconds
videodrome
0
islergucler2
şurada işe başladı, buradan ayrıldı vs. gibi bilgileri koca koca profilde paylaşmak itici gözüküyor mu sizce?çok sayıda giriş çıkış düşünün alt alta.
şurada işe başladı, buradan ayrıldı vs. gibi bilgileri koca koca profilde paylaşmak itici gözüküyor mu sizce?
çok sayıda giriş çıkış düşünün alt alta.
çok sayıda giriş çıkış düşünün alt alta.
0
yo hatta iyi kim nerde çalışıyosa listeye ekliyom hemen. genelde arkadaş listemdeki herkes üniversiteden insanlar olduğu için ne iş yaptıkları beni ilgilendiriyor
0
seyahat defterim
Sorum başlıkta. Acaba güzel bir önerisi olan var mıdır?
Sorum başlıkta. Acaba güzel bir önerisi olan var mıdır?
0
Predestination kesinlikle,ilk 45dksi lan hiç bişey olmadi ki diyip,geri kalan dakikalarda sürekli bir hasiktir çektirme potansiyeli var.ben bittikten sonra da çekmeye devam ettim.
0
betos
Röportaj videosu vardı. Sanat galerisi gibi bi yerde güneş gözlüğüyle röportaj veren bir hatunun videosuydu. Sözlükte başlığı da vardı. Günlerce konuşuldu. Hatırlatan olursa sevinirim.
Röportaj videosu vardı. Sanat galerisi gibi bi yerde güneş gözlüğüyle röportaj veren bir hatunun videosuydu. Sözlükte başlığı da vardı. Günlerce konuşuldu. Hatırlatan olursa sevinirim.
0
seindfeld
Motorumu çok ses yapıyor diye otoparka almak istemiyorlar. Özel ama bu durum sanki "türbanlı birini veya mini etekli birini" işe almamak gibi bir şey bence...Tüketici hakları diye bir şey var sonuçta. Evime yakın katlı otopark günde 2 kere girdiğim bir yer olacak.Kime ve nasıl şikayet edilir sizce ?
Motorumu çok ses yapıyor diye otoparka almak istemiyorlar. Özel ama bu durum sanki "türbanlı birini veya mini etekli birini" işe almamak gibi bir şey bence...
Tüketici hakları diye bir şey var sonuçta. Evime yakın katlı otopark günde 2 kere girdiğim bir yer olacak.
Kime ve nasıl şikayet edilir sizce ?
Edit: Motor ktm duke 200 abs hiç bir eklentisi ekstra egzoz u yoktur. Bisiklet gibi bir motordur.
Otopark resimdedir işte üstünde bina yok birşey yok. Komple katlı otopark.
Tüketici hakları diye bir şey var sonuçta. Evime yakın katlı otopark günde 2 kere girdiğim bir yer olacak.
Kime ve nasıl şikayet edilir sizce ?
Edit: Motor ktm duke 200 abs hiç bir eklentisi ekstra egzoz u yoktur. Bisiklet gibi bir motordur.
Otopark resimdedir işte üstünde bina yok birşey yok. Komple katlı otopark.
0
motor ne merak ettim?
aşağıda kat varsa otoparka boşta yokuş aşağı salarak girme imkanın var mıdır acaba? Sadece çıkarken açarsın gazı mesela.
aşağıda kat varsa otoparka boşta yokuş aşağı salarak girme imkanın var mıdır acaba? Sadece çıkarken açarsın gazı mesela.
0
Motorunuz o kadar ses yapıyorsa muhtemelen yasadışı bir modifikasyon yapmışsınız. Bu durumda da hangi yüzle neyin hakkını talep edeceksiniz bilmiyorum. Otoparkı yazarsanız bir tebrik de ben iletmek isterim.
0
Çözüme yönelik mesajlar atılacağına "otoparkı tebrik edeceğim" şeklinde cevaplar atmak çok yardımcı oluyor benim sorularıma evet.
Bende soruyu götünden anlayanları tebrik ediyorum.
Bende soruyu götünden anlayanları tebrik ediyorum.
0
ulan ne garip memleket arkadaş. adam altı üstü 200lük motor kullanıyor, soba borusu da taksa egsoz yerine ses çıkmayacak. hemen linçe toplanmışsınız.
beyaz masayı ara ama bence de fazla umutlanma.
beyaz masayı ara ama bence de fazla umutlanma.
0
Otopark özel işletmeyse boşuna yorulma. Belediyenin ise beyaz masaya sorabilirsin belki.
0
ben de duke kullanıcısıyım. egzoz olmadan neyini dert etmişler cok merak ettim. umarım sonuç alırsınız.
0
Sorunu götümle anlamadım seindfeld, nasıl bir gerekçeyle adamın tapulu malını şikayet edeceksin ?
Otoparkçı adamlarla böyle bir hukuki mücadeleye girmeli misin ?
Madem motorunun çok ses yapmadığını iddia ediyorsun otopark sahibiyle bir daha konuş çözüm arıyorsan, şikayet etsen bir şey çözülmez diye düşünüyorum
Otoparkçı adamlarla böyle bir hukuki mücadeleye girmeli misin ?
Madem motorunun çok ses yapmadığını iddia ediyorsun otopark sahibiyle bir daha konuş çözüm arıyorsan, şikayet etsen bir şey çözülmez diye düşünüyorum
0
iason cape
Fransa'dan yeni Schengen aldım. Vizenin geçerliliği 3 yıl. Maksimum kalış süresi 90 gün. Benim anladığım 3 yıl içinde maksimum 90 gün kalabilirim şeklinde. Ama sözlükte ve başka yerlerde 180 günlük periyot içinde 90 gün kalınır şeklinde bilgiler var. Nedir doğrusu?
Fransa'dan yeni Schengen aldım. Vizenin geçerliliği 3 yıl. Maksimum kalış süresi 90 gün. Benim anladığım 3 yıl içinde maksimum 90 gün kalabilirim şeklinde. Ama sözlükte ve başka yerlerde 180 günlük periyot içinde 90 gün kalınır şeklinde bilgiler var. Nedir doğrusu?
0
180'e 90
"If you are the holder of a circulation visa, i.e. short stay visa valid from 1 to 5 years, ’90 days’ means that you may spend a maximum of 90 days per six-month period."
www.ambafrance-uk.org
"If you are the holder of a circulation visa, i.e. short stay visa valid from 1 to 5 years, ’90 days’ means that you may spend a maximum of 90 days per six-month period."
www.ambafrance-uk.org
0
180 içinde 90 gün biterse sonraki 180 günde tekrar 90 gün mü oluyor. Yoksa tekrar mı vizeye başvurmam gerek??
0
justinial
Almanya'ya gideceğim haftaya, kız arkadaşım ehliyeti olmadığı için benim adıma kiralayacaktı ama kabul etmemişler. International licence gerekiyor demiş. Türkiye'de parayla ehliyet satın alınabiliyor vs. demiş adam. İnternet'te okuduğum kadarıyla millet max. 6 ay olması kaydıyla kiralayabiliyor halb
Almanya'ya gideceğim haftaya, kız arkadaşım ehliyeti olmadığı için benim adıma kiralayacaktı ama kabul etmemişler. International licence gerekiyor demiş. Türkiye'de parayla ehliyet satın alınabiliyor vs. demiş adam. İnternet'te okuduğum kadarıyla millet max. 6 ay olması kaydıyla kiralayabiliyor halbuki. Kanun, mevzuat vs gösterebilecğeim birşey var mı adama? Gıcık da olmadım değil.
0
Başka bir firmadan deneseniz. Büyük firmalarda sıkıntı çıkacağını zannetmiyorum.
0
gutefragede sor, bulamadim, ehliyetin gecerliligi var, ama yamulmuyorsam resmi islem olmadigi sürece, saticinin hizmet verenin müsteriyi reddetme hakki da var. ordan pek bir sey cikmaz diye düsünüyorum. baska yer deneyin.
0
Fİrma Europcar, bildiğim kadarıyla büyük olanlardan. Ben gidince bakıcam farklı yerlere de, biraz da hani öğrenmek istedim bu işin aslı nedir diye. Kanunen aslında yasak da bazı firmalar müsamaha mı gösteriyorlar yoksa tamamen legal mi?
0
adacin sitesinden okuduguma göre, yasal olarak hakkin var. ama satici senin tecrübene güvenmemis türk müsterileriyle yasadigi sorunlardan otomatikman bir bahaneyle reddetmis olabilir. iste o noktada, reddetme hakki var diye biliyorum. ona istersen tercüme edilmis, noterli kagitla git, koy önüne hukuk kitabini, ac göster, bu sefer de ben hizmet vermemeyi seciyorum dediginde diyebilecegin bir sey kalmiyor.
bilgim bu yönde, dogrulugundan cok emin degilim, belki arastiririm ama su an yapamam.
bilgim bu yönde, dogrulugundan cok emin degilim, belki arastiririm ama su an yapamam.
0
Turgevden ehliyetini beynelminel hale getirebilirsin. Ama ortalama 450tl gibi bir maliyet yaratıyor. Tabi adam bunu kabul eder mi orası var.
0
o kanun kısmını bana gösterebilir misin. Dediğim gibi aslında kiralamaktan ziyade kanunen gerçeği öğrenmek istiyorum hatta gösterip de sen yasak demişin ama bak yasak değil öğren bunu diyip çıkmak da. başka kiralayacak yer mi yok.
0
eyalet neresi? bir de oturma izni var mi, ilk girisin üzerinden 6 ay gecti mi yoksa sadece turistik amacla mi? kurallar yönetmelikler acayip karisik okudukca beynim durdu. fahrerlaubnisbehörde ile iletisime gecilirse en dogru yaniti aliriz gibime geliyor. yetkili biri olsam, keske.
0
bu uygulamalar şirketine ve hatta şubesine göre değişebiliyor. bence de uluslararası ehliyetle uğraşana kadar başka yerlerden kiralamayı deneyin.
0
yok tabiki çıkarmayacağım uluslararası ehliyet. Turistik amaçlı bulunacağım, sadece 2 günlüğüne kiralayacağım.
0
dahinnotha
merhaba,az önce kıç üstü yere oturan roketin videosunu izledim. o mühendislerden biriymişim gibi heyecanlandım. bir de bir görsel eklemişler o videoya. yapılan işlemi bir kurşun kalem ile kıyaslamışlar. kurşun kalemi 400 küsür metre yukarı atsak, sonra çok farklı bir noktaya gerisin geri indirsek ne
merhaba,
az önce kıç üstü yere oturan roketin videosunu izledim. o mühendislerden biriymişim gibi heyecanlandım. bir de bir görsel eklemişler o videoya. yapılan işlemi bir kurşun kalem ile kıyaslamışlar. kurşun kalemi 400 küsür metre yukarı atsak, sonra çok farklı bir noktaya gerisin geri indirsek ne kadar zor olursa, bu da işte öyle zor diye.
1- neden bu kadar zor bu işlem?
2- uzay araştırmalarında bunca dudak uçuklatan devinim yapıldı da, daha öncesinde neden bu başarılamadı?
az önce kıç üstü yere oturan roketin videosunu izledim. o mühendislerden biriymişim gibi heyecanlandım. bir de bir görsel eklemişler o videoya. yapılan işlemi bir kurşun kalem ile kıyaslamışlar. kurşun kalemi 400 küsür metre yukarı atsak, sonra çok farklı bir noktaya gerisin geri indirsek ne kadar zor olursa, bu da işte öyle zor diye.
1- neden bu kadar zor bu işlem?
2- uzay araştırmalarında bunca dudak uçuklatan devinim yapıldı da, daha öncesinde neden bu başarılamadı?
0
2- bu sorudan baslamayi daha uygun gordum. uzay arastirmalari belki soguk savas doneminde bircok yenilik getirmis olsa da, olayin ticari boyutu agirlik kazandikca sektor yenilikci uygulamalar yerine, garantici yaklasimlari benimsiyor. ornegin iletisim uydularinin durumu ve yorunge elemanlari (attitude control and orbital elements) her ne kadar otomatik kontrol sistemleri ile kontrol edilebilinse de, yillardir tekniker/muhendis empirik bilgilerin oldugu tablolar kullanilarak yapiyor bu islemi. ya da atmosfere yeniden giris yapan uzay araclari hala uzay mekiginin kullandigi yonelim algoritmalarini kullanarak yonlendiriyor araci.
bu nedenle ilerleme de haliyle biraz yavas gerceklesiyor. ozellikle kullanilan sistemlerin yuksek yatirim gerektirmesi bu garantici yaklasima tuz biber ekiyor. macin sonucu 1-0 olsun, bizim olsun durumu.
1- cesitli zorluklar mevcut. sistem kararli degil ve cok uzun bir yapiyi alt kisminda bulunan ve kisitli kareket kabiliyeti olan itki sistemi ile kontrol etmek istiyorsunuz (yan itki sistemlerini de ihmal etmemek lazim). oldukca dogrusal olmayan bir sistem. sisteme etki eden belirsizlik de oldukca fazla. yapinin titresmesi, icindeki yakitin hareketinden dolayi olusan duzensiz hareket, atmosferik etkiler, modellenme hatalari, sensorlerden gelen bilginin islenmesi icin gereken hesaplama suresi, navigasyon hatalari derken isler karisiyor. bir de yonelim algoritmasinin gercek zamanli calismasi gerekiyor ve tum bunlari otomatik olarak yapmaniz lazim ve sonunda onceden belirlenmis bolgeye birkac metre hata payiyla inmeniz gerekiyor. sesustu hizlardan 1m/s hiza dusmek ve yapiya zarar vermeden guvenli inis gerceklestirmek sapka cikartilacak bir basari.
her ne kadar otomatik inis sistemleri gelismis olsa da mevcut belirsizliklerden dolayi belli bir noktaya inis yapacak sistemler hala arastirma konusu ve olgunlasmamis bir teknoloji. taslarin yerine oturmasi icin birkac yil daha gecmesi gerekli diye dusunuyorum.
gezengenlere inen araclarda bir de optik sensorler var ki o ayri bir konu.
bu nedenle ilerleme de haliyle biraz yavas gerceklesiyor. ozellikle kullanilan sistemlerin yuksek yatirim gerektirmesi bu garantici yaklasima tuz biber ekiyor. macin sonucu 1-0 olsun, bizim olsun durumu.
1- cesitli zorluklar mevcut. sistem kararli degil ve cok uzun bir yapiyi alt kisminda bulunan ve kisitli kareket kabiliyeti olan itki sistemi ile kontrol etmek istiyorsunuz (yan itki sistemlerini de ihmal etmemek lazim). oldukca dogrusal olmayan bir sistem. sisteme etki eden belirsizlik de oldukca fazla. yapinin titresmesi, icindeki yakitin hareketinden dolayi olusan duzensiz hareket, atmosferik etkiler, modellenme hatalari, sensorlerden gelen bilginin islenmesi icin gereken hesaplama suresi, navigasyon hatalari derken isler karisiyor. bir de yonelim algoritmasinin gercek zamanli calismasi gerekiyor ve tum bunlari otomatik olarak yapmaniz lazim ve sonunda onceden belirlenmis bolgeye birkac metre hata payiyla inmeniz gerekiyor. sesustu hizlardan 1m/s hiza dusmek ve yapiya zarar vermeden guvenli inis gerceklestirmek sapka cikartilacak bir basari.
her ne kadar otomatik inis sistemleri gelismis olsa da mevcut belirsizliklerden dolayi belli bir noktaya inis yapacak sistemler hala arastirma konusu ve olgunlasmamis bir teknoloji. taslarin yerine oturmasi icin birkac yil daha gecmesi gerekli diye dusunuyorum.
gezengenlere inen araclarda bir de optik sensorler var ki o ayri bir konu.
0
1-dunya donuyor, bu kadar basit bı olay hemen hemen tum hesapları egıstıren bısey.
yercekım de epey suratlı bı sekıld edegısıyor dusme/alcalma sırasında bu da baska bır kuvvet, bunun yanında atmosferık olaylar da var. gibi.
2- uzay arastırmaları sadece nasa ve sovyet rusya tekelinde degisen bıseydı. boeıng, lockhead martin gibi asırı dev firmalar bıle yenı gırıyor bu ıse gibi. bi de kalkıs ıcın dunya capında kullanılan roketler sadece rus yapımı hala. musk haric. cok da dudak ucuklatan bısey olmadı aslında bı suredır.
yercekım de epey suratlı bı sekıld edegısıyor dusme/alcalma sırasında bu da baska bır kuvvet, bunun yanında atmosferık olaylar da var. gibi.
2- uzay arastırmaları sadece nasa ve sovyet rusya tekelinde degisen bıseydı. boeıng, lockhead martin gibi asırı dev firmalar bıle yenı gırıyor bu ıse gibi. bi de kalkıs ıcın dunya capında kullanılan roketler sadece rus yapımı hala. musk haric. cok da dudak ucuklatan bısey olmadı aslında bı suredır.
0
1- Kurşun kalem örneği roketin ve yüksekliğin ölçeğini anlatmak için verilen bir örnek. Elbette yapılan iş ve kullanılan teknolojiler kalemi atıp indirmekten çok farklı.
2- Uzay programları yakın zamana kadar yalnızca devletler tarafından, askeri ve prestij kaygılarla yapılıyordu. Maliyet çok da öncelikli bir kriter değildi.
2- Uzay programları yakın zamana kadar yalnızca devletler tarafından, askeri ve prestij kaygılarla yapılıyordu. Maliyet çok da öncelikli bir kriter değildi.
0
teşekkürler cevaplarınıza.
öyleyse, aslında şirketlerin politikalarından kaynaklı hareketlerdi bunlar. peki elon musk dışında diğer şirketler neden bu konuya öncelik vermedi ya da böylesi bir atılım yapmadı? örneğin google'ın genetiğe kadar bile yayıldığı sektörler var. uzay konusunda da bir çok etkinlik yaptı. nitekim hala google uzay ile ilgili bir çok etkinlik yapıyor. spacex'in bu başarısı google için olumsuz mudur? onlar neden bu alanda başarı göstermediler? nasa'nın prestijine zeval geldi mi spacex'in bu başarısı?
öyleyse, aslında şirketlerin politikalarından kaynaklı hareketlerdi bunlar. peki elon musk dışında diğer şirketler neden bu konuya öncelik vermedi ya da böylesi bir atılım yapmadı? örneğin google'ın genetiğe kadar bile yayıldığı sektörler var. uzay konusunda da bir çok etkinlik yaptı. nitekim hala google uzay ile ilgili bir çok etkinlik yapıyor. spacex'in bu başarısı google için olumsuz mudur? onlar neden bu alanda başarı göstermediler? nasa'nın prestijine zeval geldi mi spacex'in bu başarısı?
0
şöyle düşünün, bir çubuğu elinizin üzerinde kavramadan stabil tutmak elinizi oynatmadan mümkün değildir, ancak aşağı doğru tuttuğunuzda çubuk çekmeye çalıştığından hep kendini stablize eder. Aslında konu buralardan başlayıp burkulmaya kadar gidebilecek çok geniş bir konu. Devamlı şekilde kendi stabilitesini bozan bir yapı var ve bunu dengede tutmaya çalışıyorsunuz. yani dengeyi sağlayan motorların sağladığı ivmeler anlık olarak değişiyor.
0
pek sirketlerin politikası degil daha zıyade devletlerin politikasından kaynaklı ıdı. obama saolsun bu sekil girisimleri ve tekar uzaya gidisi epey bi destekledi.
0
veilofsin
bi arkadaşa şaka yapmak için pasaport ayarlamam lazım.Böyle bildiğin pasaport gibi görünen yutturabileceim bi çakması falan var mıdır bunun?
bi arkadaşa şaka yapmak için pasaport ayarlamam lazım.
Böyle bildiğin pasaport gibi görünen yutturabileceim bi çakması falan var mıdır bunun?
Böyle bildiğin pasaport gibi görünen yutturabileceim bi çakması falan var mıdır bunun?
0
delicevat
Ben yıllardır "eysidisii" diye okuyordum. Şimdi bir arkadaşımla konuşurken "akadsii" diye bilinir o program dedi.Doğrusu nedir bilen var mı?
Ben yıllardır "eysidisii" diye okuyordum. Şimdi bir arkadaşımla konuşurken "akadsii" diye bilinir o program dedi.Doğrusu nedir bilen var mı?
0
yok oyle bi sey. eysidisi'dir o. kendi tutorial'larinda bile oyle telaffuz etmisler. www.youtube.com 
0
ben de sen gibi okuyorum, aslını bilemiyorum.
böylesi kulağa çok hoş geldiğinden ötesiyle de ilgilenmiyorum :P
böylesi kulağa çok hoş geldiğinden ötesiyle de ilgilenmiyorum :P
0
akadsi ne ya
a sürücüsünü (disket)
c sürücüsünü (harddisk) ve
d sürücüsünü (cd) görüntüle diyor
a c d see
a sürücüsünü (disket)
c sürücüsünü (harddisk) ve
d sürücüsünü (cd) görüntüle diyor
a c d see
0
kegums
İngilizce "çağın vebası" anlamına gelebilecek bir tabir bileniniz var mı ?Atıyorum, "çağımızın vebası ekşiduyuru'dur" falan gibi bir cümleyle örnek verebilirseniz çok sevinirim.
İngilizce "çağın vebası" anlamına gelebilecek bir tabir bileniniz var mı ?
Atıyorum, "çağımızın vebası ekşiduyuru'dur" falan gibi bir cümleyle örnek verebilirseniz çok sevinirim.
Atıyorum, "çağımızın vebası ekşiduyuru'dur" falan gibi bir cümleyle örnek verebilirseniz çok sevinirim.
0
benzer bir kullanım var mı diye merak etmiştim ama bu da göze hoş geliyor sanırım.
0
heavensbackdoor
Niye?
Niye?
0
daha önce sarmısağı mantarlı hep etle yediğiniz için belki kafanızdaki tatları birbirine geçmiştir.
0
Mantardan ben de et hissi aliyorum. Yumusaklik sebebiyle olmali.
Sarimsak tozuyla denemedim
Sarimsak tozuyla denemedim
0
cenkertem.afc
Toplu taşımadasınız diyrlim ki metro veya metrobüste,Yanınızdaki iyi giyimli şık bir beyefendinin telefonundan +18 video iizlediğini görüyorsunuz. Kulaklıksız, yani sessiz modda.Tepkiniz, görüşleriniz ne olurdu?
Toplu taşımadasınız diyrlim ki metro veya metrobüste,
Yanınızdaki iyi giyimli şık bir beyefendinin telefonundan +18 video iizlediğini görüyorsunuz. Kulaklıksız, yani sessiz modda.
Tepkiniz, görüşleriniz ne olurdu?
Yanınızdaki iyi giyimli şık bir beyefendinin telefonundan +18 video iizlediğini görüyorsunuz. Kulaklıksız, yani sessiz modda.
Tepkiniz, görüşleriniz ne olurdu?
0
Hiçbir şey demem. Beni ilgilendirmez kimin nerede ne izlediği.
0
şık giyimli olması sapık olduğu gerçeğini değiştirmiyor benim gözümde. topluluk içinde yapılmaz bu, yapılamamalı. tamamen pornodan bahsediyorum bu arada, öpüşmekten/ön sevişmeden filan değil, kimse bikbiklemesin diye baştan belirtiyorum.
0
ye kürküm ye...
iyi giyimli şık beyefendi izleyince aman nolcak, çulsuz suriyeli izlese ırz düşmanı.
iyi giyimli şık beyefendi izleyince aman nolcak, çulsuz suriyeli izlese ırz düşmanı.
0
istedigini yapabilir. aksi mantiga gore sevgilisine cinsel icerikli mesaj da yazamaz cunku yandaki aseksuel toplumun ahlak bekcisi onu yargilayabilir.
isteyen istedigini izler. zorla benim telefonuma bak diyor sanki. hayir acip masturbasyon yapsa neyse.
erkek icin de kadin icin de gecerli.
isteyen istedigini izler. zorla benim telefonuma bak diyor sanki. hayir acip masturbasyon yapsa neyse.
erkek icin de kadin icin de gecerli.
0
uuu metrobüste porno izlemek değil, metrobüste porno izleyenden rahatsız olmak kusur oldu.
ulan, hani marjinal bizdik!
ulan, hani marjinal bizdik!
0
metrobuste porno izlenmesinden rahatsiz olunabilir. ama izlenemez denemez. tayyip erdogan olmaya gerek yok. gidip daha "ahlakli" bir yere oturursun begenmiyorsan.
0
+18 dediğin porno mu, yoksa bi film izliyor sevişmeli sahne mi denk gelmiş? ikisi de garipsenir bence.
o değil de ben kamilkoç vb. otobüsle giderken genelde film izliyorum, sevişme sahnesi gelirse geriliyorum arkadan vs görenler ne düşünür diye.
o değil de ben kamilkoç vb. otobüsle giderken genelde film izliyorum, sevişme sahnesi gelirse geriliyorum arkadan vs görenler ne düşünür diye.
0
metrobüste porno izlenmesinden niye rahatsız olunacakmış onu anlamadım ben. adamın telefon ekranını dikizlemezsen porno izlediğini görmemiş olursun, dolayısıyla durum seni bağlamamış olur. sanki metrobüsteki tv ekranlarında porno veriyorlar.
0
cok asi
kaç yıllık motorcuyum bu naked, cruiser, commuter ne tip motorlara denir ne anlama gelir bilmiyorum. bilen varsa öğretsin. teşekkürler.
kaç yıllık motorcuyum bu naked, cruiser, commuter ne tip motorlara denir ne anlama gelir bilmiyorum. bilen varsa öğretsin. teşekkürler.
0
reavelyn
selamlar. pegasus'tan uçak bileti aldım. Kalkış saati 9.55 varış saati 13.45 olarak görünüyor. ispanya'ya gidiyorum. 13.45 türkiye saati mi ispanya saati mi?
selamlar. pegasus'tan uçak bileti aldım. Kalkış saati 9.55 varış saati 13.45 olarak görünüyor. ispanya'ya gidiyorum.
13.45 türkiye saati mi ispanya saati mi?
13.45 türkiye saati mi ispanya saati mi?
0
uçak biletlerinde bütün saatler yerel saat olarak yazılır. Yani ispanya saati.
iyi yolculuklar.
iyi yolculuklar.
0
türkiye saati.
ispanyanın saatinin 13:45 olabilmesi için türkiyede saatin 14:45 olması gerekirki uçak türkiyeden ispanyaya 5 saatte gitmiyor.
benimde zihnimi bulandırdınız şöyleki;
türkiyeden saat 9:55 te kalkan uçak zulu saat olarak 7:55 te kalkıyor olacaktır düz hesap 8 zulu diyelim.
saat 08:00 zulu da kalkan bir uçak LTFJ(sabiha gökçen)-LEMD(madrid barajas-gideceğin yeri madrid olarak ele aldım barcelona olsa bile bir fark yaratmaz-) arası rotanın uzunluğu 1502 nm idir. bir uçak genelde irtifadaki hızı 0.78 mach olarak sefer yapar. 0.78 mach 35000ft te -56 derecede 822 km/saat gibi bir rakam vermektedir. 1502nm 2750 km yapar onuda saate bölersek 3.5 saate yakın bir süre eder.
şimdi saat 8 zulu da kalkan bir uçak 11.30 yaklaşmasıydı kalktısıydı derken 11.45 zulu da ispanyaya iniyorsa türkiyede saat 13:45 iken ispanyada saat 12:45 idir.
ek bilgi barcelona rotası daha kısa.
ispanyanın saatinin 13:45 olabilmesi için türkiyede saatin 14:45 olması gerekirki uçak türkiyeden ispanyaya 5 saatte gitmiyor.
benimde zihnimi bulandırdınız şöyleki;
türkiyeden saat 9:55 te kalkan uçak zulu saat olarak 7:55 te kalkıyor olacaktır düz hesap 8 zulu diyelim.
saat 08:00 zulu da kalkan bir uçak LTFJ(sabiha gökçen)-LEMD(madrid barajas-gideceğin yeri madrid olarak ele aldım barcelona olsa bile bir fark yaratmaz-) arası rotanın uzunluğu 1502 nm idir. bir uçak genelde irtifadaki hızı 0.78 mach olarak sefer yapar. 0.78 mach 35000ft te -56 derecede 822 km/saat gibi bir rakam vermektedir. 1502nm 2750 km yapar onuda saate bölersek 3.5 saate yakın bir süre eder.
şimdi saat 8 zulu da kalkan bir uçak 11.30 yaklaşmasıydı kalktısıydı derken 11.45 zulu da ispanyaya iniyorsa türkiyede saat 13:45 iken ispanyada saat 12:45 idir.
ek bilgi barcelona rotası daha kısa.
0
uçuş 3 buçuk saat sürüyor. saat farkı 1 saat.
buraya soruyu yazmak, hesaplamaktan daha uzun sürmüş olmalı
buraya soruyu yazmak, hesaplamaktan daha uzun sürmüş olmalı
0
@sckxyss silme ba sonra bu yazdığını. ibretlik kalsın.
edit: madrid için de söylüyor olabilirsin gerçi.
edit: madrid için de söylüyor olabilirsin gerçi.
0
luchetti +1
Uluslararası kuraldır bu, varış noktasının yerel saati yazılır.
Uçuşun kaç saat sürdüğünden bağımsız olarak genelde hava yolları gecikme oranını düşük tutmak için uçuş süresini uzun gösterir.
Hele Ryanair geç kalksa bile inişte bugün size söz verdiğimizden 16 dakika önce indik diye marş çalar. 13:45'ten daha önce inersin muhtemelen ama tahmini varış İspanya yerel saatiyledir.
edit : bugünkü Madrid uçuşu kaydı.
PC-537 Madrid-BARAJAS 320 09:55 13:45 09:47 13:32 İndi
Uluslararası kuraldır bu, varış noktasının yerel saati yazılır.
Uçuşun kaç saat sürdüğünden bağımsız olarak genelde hava yolları gecikme oranını düşük tutmak için uçuş süresini uzun gösterir.
Hele Ryanair geç kalksa bile inişte bugün size söz verdiğimizden 16 dakika önce indik diye marş çalar. 13:45'ten daha önce inersin muhtemelen ama tahmini varış İspanya yerel saatiyledir.
edit : bugünkü Madrid uçuşu kaydı.
PC-537 Madrid-BARAJAS 320 09:55 13:45 09:47 13:32 İndi
0
evet ben sonucu kesinkez buldum. cevap ispanya saati imiş.
ama şöyle bir olay varki www.flightradar24.com linkte görüleceği üzere; 13:45 iniş saati ilan edilen uçak 13:10 da inmiş. geç kalkmasına rağmen. pegasus saati uzun yazmış. o rota o kadar uzun sürmez çünkü.
ama şöyle bir olay varki www.flightradar24.com linkte görüleceği üzere; 13:45 iniş saati ilan edilen uçak 13:10 da inmiş. geç kalkmasına rağmen. pegasus saati uzun yazmış. o rota o kadar uzun sürmez çünkü.
0
yolculuk ne kadar sürüyor bilmiyordum ben, o yüzden sordum. onu da öğrenemedim. 3 buçuk diyen var 4 buçuk diyen var.
türkiye saati diyen var ispanya diyen var. ben de ispanya diye hatırlıyorum ama uçuş yaklaşık 4 saat sürüyorsa, bilette yazan İspanya saati olamaz çünkü şu an İspanya bizden 1 saat geride. 12.40 olması lazım oranın yerel saati.
kafam çok karışık...
edit: son 2 mesaj ben yazarken yazılmış. sorun halloldu arkadaşlar, teşekkür ederim hepinize.
türkiye saati diyen var ispanya diyen var. ben de ispanya diye hatırlıyorum ama uçuş yaklaşık 4 saat sürüyorsa, bilette yazan İspanya saati olamaz çünkü şu an İspanya bizden 1 saat geride. 12.40 olması lazım oranın yerel saati.
kafam çok karışık...
edit: son 2 mesaj ben yazarken yazılmış. sorun halloldu arkadaşlar, teşekkür ederim hepinize.
0
@reavelyn o yazan saat kesin kez ispanya saati ama o saatten erken inersin çok büyük ihtimalle.
0
Zamanında varış istatistiklerini yüksek tutmak için bazı havayolları uçuş sürelerini uzun yazıyor.
0
buffy de vampir sayılır
Tek özelliği minimum 9-10 saat batarya ömrüne sahip olsa da olur. oyun falan oynamayacağım. çoğu zaman word, excell ve spss gibi programları kullanacağım. zaman zaman film izlerim o kadar. Fiyat 3.000 üst limit. Teşekkürler.
Tek özelliği minimum 9-10 saat batarya ömrüne sahip olsa da olur. oyun falan oynamayacağım. çoğu zaman word, excell ve spss gibi programları kullanacağım. zaman zaman film izlerim o kadar.
Fiyat 3.000 üst limit. Teşekkürler.
Fiyat 3.000 üst limit. Teşekkürler.
0
spss nedir mac os için var mıdır bilmiyorum ama, uzun batarya ömrü diyince akla gelen bilgisayar macbooktur. Macbook Air almanı tavsiye ederim.
0
0 alacaksanız 3000 limitini aşıyor ama: macbook air +1
spss'in de Mac sürümü var gibi..
spss'in de Mac sürümü var gibi..
0
Spss Macde kullanılabiliyorsa mac de olabilir o zaman. Limiti de çok fazla aşmıyo sanırım.
0
fasulyek
Türk erkeği ile internetten tanıştığı kadın ile zor evleneceği kanaatideyim. Arkadaş (ki kendisi er kişi) evlenir neden olmasın minvalinde sözler söyledi. Bence kolay kolay o adam ciddi gözüyle bakmaz hep hafif meşreptir onun aklının bir kenarında. şahsen bu durumu desteklemiyorum ama gerçek bu. Sah
Türk erkeği ile internetten tanıştığı kadın ile zor evleneceği kanaatideyim. Arkadaş (ki kendisi er kişi) evlenir neden olmasın minvalinde sözler söyledi. Bence kolay kolay o adam ciddi gözüyle bakmaz hep hafif meşreptir onun aklının bir kenarında.
şahsen bu durumu desteklemiyorum ama gerçek bu.
Sahsi görüşünüz nedir bu konularda. hiç internetten tanısıp evlenen ciddi ilişki yaşayan var mı aranızda?
şahsen bu durumu desteklemiyorum ama gerçek bu.
Sahsi görüşünüz nedir bu konularda. hiç internetten tanısıp evlenen ciddi ilişki yaşayan var mı aranızda?
0
İnternetten tanışmak ile dışarıda tanışmanın bir farkı olduğunu düşünmüyorum ben şahsen.
Erkek: Not.
Erkek: Not.
0
İnterneti hayatın her alanında sokup, bu kadar efektif kullanırken ilişki meselelerine gelince ay olmaz ya demek bana biraz iki yüzlüce geliyor.
Sen burada gelip kafana takılan en özel soruyu bile tanımadığın insanlara sorabiliyorsun mesela. En özelini çekinmeden açtığın bir alanda gerçekten hoş bir insanla tanışman zor mu? Hatta belki daha kolay bile. Sevdiğimiz ilgi alanlarımıza göre sosyal medyada takipler, paylaşımlar yapıyoruz. Kafa dengi biri ile karşılaşmamız her zamankinden daha kolay olabilir. Evet mal insanlar da ver her zaman olduğu, her yerde olduğu gibi. Evet fake insanlar da var, olmadığı gibi davrnanan. Ama tonlarca insan, kadın var internette. Genellemeye gitmek saçma olmuyor mu sence? Ben de kadınım. Biz hepimiz yollu muyuz şimdi?
Sen burada gelip kafana takılan en özel soruyu bile tanımadığın insanlara sorabiliyorsun mesela. En özelini çekinmeden açtığın bir alanda gerçekten hoş bir insanla tanışman zor mu? Hatta belki daha kolay bile. Sevdiğimiz ilgi alanlarımıza göre sosyal medyada takipler, paylaşımlar yapıyoruz. Kafa dengi biri ile karşılaşmamız her zamankinden daha kolay olabilir. Evet mal insanlar da ver her zaman olduğu, her yerde olduğu gibi. Evet fake insanlar da var, olmadığı gibi davrnanan. Ama tonlarca insan, kadın var internette. Genellemeye gitmek saçma olmuyor mu sence? Ben de kadınım. Biz hepimiz yollu muyuz şimdi?
0
"şahsen bu durumu desteklemiyorum ama gerçek bu."
şurayı biraz açar mısın, desteklemediğin bu "gerçek" nedir?
şurayı biraz açar mısın, desteklemediğin bu "gerçek" nedir?
0
Bir insanla nereden tanistiginin bir onemi yok, ha internetten ha bir partide ha is yerinde ha metroda. Internetten tanisip yillarca sevgili olan ya da evlenen tanidiklarim var, gayet mutlular.
(Sene oluyor 2016, hala "internetten tanisma"yi tartisan insanlari "gorusucu uslu haricinde tanisma"yi tartisan insanlarla ayni goruyorum)
www.youtube.com
(Sene oluyor 2016, hala "internetten tanisma"yi tartisan insanlari "gorusucu uslu haricinde tanisma"yi tartisan insanlarla ayni goruyorum)
www.youtube.com
0
kuzenim internetten tanıştığı biri ile evlendi, bende internetteki dating sitelerinden birinden şimdiye kadar tanıdığım en zeki insanla tanıştım kısa bir ilişkimiz oldu, eğer yürüseydi kesin evlenirdim.
evlilik hayata devam ederken yanınızda size eşlik eden birinin olması, bu şekilde bakarsanız tanıştığınız kişi seks işçisi bile olsa fark etmez.
evlilik hayata devam ederken yanınızda size eşlik eden birinin olması, bu şekilde bakarsanız tanıştığınız kişi seks işçisi bile olsa fark etmez.
0
internetten nerden tanıştığı önemli. eskort.com dan tanıştıysa sakat tabi asdfghhj şaka bi yana internet ekşiden çetten periskoptan facebook twitter dan ibaret bi yer değil. akademik forumlar var mesela meslek grupları var. bi de meşrep olan nette de anlaşılıyor zaten. dikkatli bakan adam görür mevzuyu. o yüzden az bi ihtimal de olsa netten düzgün bi hatun bulunabilir bence.
0
Hangi mecra aracılığıyla tanıştığına bakar. Tinder'dan evlenecek erkek arayan kezbanlar da var.
0
eş/sevgili, doğru insansa isterse göktaşı ile yörüngeye girip dünyamıza düşen bir dünya dışı varlık olsun. farketmez bence.
0
erkeklerin bir kadın hakkında hafifmeşrep/evlenmelik diye düşünmeyeceği bir dünyanız varsa soru anlamsız. diğer türlü de anlamsız.
gerçek bu demişsin. tüküreyim o gerçeğe afedersin.
gerçek bu demişsin. tüküreyim o gerçeğe afedersin.
0
turk erkeklerinin bu tutumunu ne bileyim mesela tinder da olması hakkında yüz sf yazı ekside. tinderda sevgili arayn turk kızıyla dalga gecılıyor bir ton.
öylesine sıkıntıdan sordum dostlar.
yoksa boyle sınıflandırmalarla yasayan bir insan değilim.
öylesine sıkıntıdan sordum dostlar.
yoksa boyle sınıflandırmalarla yasayan bir insan değilim.
0
erkek tarafı, internet vasıtası ile tanıstıgım biri ile evleniyorum.
kız kardesim de internet kullanıyor.
kız kardesim de internet kullanıyor.
0
benim tanıdığım çoğu kaliteli kadın internettendi. sikiş uygulamalarından bahsetmiyorum ama. last.fm vs. vakıf üniversitesinde okuyunca chanelci kızlar dışında iletişim kurabileceğin pek kadın olmuyor eğer liseden üniversiteye başka şehire gidiyorsan. ne konuşayım demet akalın mı konuşayım kızla.
evlenirim kafam uyarsa.
evlenirim kafam uyarsa.
0
le fantome de l opera
Arkadaşlar aynı ortamda bulunulan Ama hiç ortak arkadaş olmayan biriyle nasıl tanışılır??
Arkadaşlar aynı ortamda bulunulan Ama hiç ortak arkadaş olmayan biriyle nasıl tanışılır??
0
Tek yakalayabiliyorsan masasına/yanına otur. Boş mu diye sor. Madem kafede görüyorsun, onu kafede gördüğünü, dikkatini çektiğini ve tanışmak istediğini söyle. İsmini ver, elini uzat. Biraz kendine güven. Sonuçta sanırım olay tam olarak da benim yukarıda yazdığım gibi gelişmiş. Yalan yok, abartma yok.
Taktik tuktukla uğraşmayın ya. Olduğu gibi yapın, gitsin. Emin olun sonuçlarına şaşıracaksınız.
Taktik tuktukla uğraşmayın ya. Olduğu gibi yapın, gitsin. Emin olun sonuçlarına şaşıracaksınız.
0
Bir bahane bulunup konu hakkinda konusulur, sonra laf uzatilarak muhabbete donusturulur. GUler yuzlu olunur tabi konusurken. Civik olmamakla birlikte ufak tefek espriler de yapilir.
0
bluewhale
hangi filmleri 5 ten daha fazla kere izlediniz? meslela ben eyes wide shut i 10 kere izlemisimdir. bi anormal ben miyim acaba?
hangi filmleri 5 ten daha fazla kere izlediniz? meslela ben eyes wide shut i 10 kere izlemisimdir. bi anormal ben miyim acaba?
0
Çöpçüler Kralı başta olmak üzere bazı K. Sunal ve Ş. Şen filmleri.
Aynı yönetmenin ben de "a clockwork orange" filmini beşten fazla kez izlemişimdir. Diğer aklıma gelen ise "The thin red line"
Aynı yönetmenin ben de "a clockwork orange" filmini beşten fazla kez izlemişimdir. Diğer aklıma gelen ise "The thin red line"
0
gora'yı 7 kere filan seyretmişimdir.
yüzüklerin efendisi serisini de 5'ten fazla izlemiş olabilirim.
yüzüklerin efendisi serisini de 5'ten fazla izlemiş olabilirim.
0
kemal sunal, şener şen filmleri
pardon
the big lebowski
pulp fiction
the wall (pink floyd)
pardon
the big lebowski
pulp fiction
the wall (pink floyd)
0
Keşke beş kere izlemiş olsaydım ama beşten çok daha fazla benimkiler,
The fall
Titanic
Wristcutter a love story
Closer
Lotr serisi
Neşeli günler
Gülen gözler
Ve başka yeşilçam filmleri daha
The fall
Titanic
Wristcutter a love story
Closer
Lotr serisi
Neşeli günler
Gülen gözler
Ve başka yeşilçam filmleri daha
0
matrix serisi ilk filmi çıktığı sene 10 kere izlemişimdir zaten.
idiocracy +1
time of the wolf haneke filmi çok güzel.
the bothersome man şans eseri festivalde izlemiştim çok sevdim.
bir de dizi olarak futurama ve friends var. ne zaman çok sıkılsam futurama izlerken buluyorum kendimi. gerçi şu an aynı duyguları one punch man için de yaşıyorum. ileri de onu da çok izlerim.
idiocracy +1
time of the wolf haneke filmi çok güzel.
the bothersome man şans eseri festivalde izlemiştim çok sevdim.
bir de dizi olarak futurama ve friends var. ne zaman çok sıkılsam futurama izlerken buluyorum kendimi. gerçi şu an aynı duyguları one punch man için de yaşıyorum. ileri de onu da çok izlerim.
0
tosun paşa-neşeli günler türevleri 5-10 film
matrix 1 ve 2
harry potter serisi
everything is illuminated
kill bill
matrix 1 ve 2
harry potter serisi
everything is illuminated
kill bill
0
kayranin kedisi
Şu ayakkabıyı aldım ama çok da emin olamadım. Daha kutusunu falan da açmadım, belki değiştiririm. Nasıl sizce? http://www.ninewest.com.tr/p-15knwteatime-7366
Şu ayakkabıyı aldım ama çok da emin olamadım. Daha kutusunu falan da açmadım, belki değiştiririm. Nasıl sizce?
www.ninewest.com.tr
www.ninewest.com.tr
0
eh iste, hem rugan, hem cok kemerli fln o yuzden pek sevmedim ama sevsem bile ayakkabinin bilek kismini oyle bir yapmislar ki, boyunu keser bu.
0
khomaniac
haftasonu THY ile brezilya'ya uçuyorum. hiç 4-5 saatten fazla uçmadım, 14 saatlik uçuş yüzünden biraz gerginim açıkçası. uçmakla ilgili sıkıntım yok ama biraz klostrofobim var dar ve kalabalık economy class kabinlerinde bunalıp kötü olabiliyorum bazen. o yüzden cam kenarında oturursam daha rahat olu
haftasonu THY ile brezilya'ya uçuyorum. hiç 4-5 saatten fazla uçmadım, 14 saatlik uçuş yüzünden biraz gerginim açıkçası. uçmakla ilgili sıkıntım yok ama biraz klostrofobim var dar ve kalabalık economy class kabinlerinde bunalıp kötü olabiliyorum bazen. o yüzden cam kenarında oturursam daha rahat oluyorum, acil çıkış sırasına denk gelen koltuklar da önü açık olduğu için genelde rahat oluyor ama hiç B773er'e binmedim bilemiyorum. bu yüzden iki sorum var, acil çıkış sıraları nasıl THY B777'lerde ve 24 saat kala check-in açıldığında koltuklar seçilmiş olur mu (rezervasyonumu ben yaptırmadım rezervasyon bilgilerimi bekliyorum şu an).
bonus sorular:
- koltuklarda priz var mı, varsa adaptör gerektiriyor mu?
- eğlence sisteminde USB girişi var mı film vs. izlemek için?
bonus sorular:
- koltuklarda priz var mı, varsa adaptör gerektiriyor mu?
- eğlence sisteminde USB girişi var mı film vs. izlemek için?
0
Bazı havayolları acil çıkış sıralarına online check-in'den bilet vermiyor. THY'de durum neydi tam emin edğilim.
Büyük uçakların kabini daha ferah oluyor. Hizmet ve ikram da uzun mesafeli uçuşlarda daha iyi. Hiç sıkılmazsınız merak etmeyin.
Büyük uçakların kabini daha ferah oluyor. Hizmet ve ikram da uzun mesafeli uçuşlarda daha iyi. Hiç sıkılmazsınız merak etmeyin.
0
Online checkin ile acil cikis secilemiyor diye biliyorum.
Bir de eger cok tuvalete giden, rhaatsiz olup kabinde gezen biriysen kesinlikle koridor tarafi almalisin. Millet uyurken uyandirmak zorunda kaliyorsun en ufak sey icin.
Ben tur atarim mesela ucakta, DVT korkum var. o yuzden hep koridor uzun ucuslarimda.
Bir de eger cok tuvalete giden, rhaatsiz olup kabinde gezen biriysen kesinlikle koridor tarafi almalisin. Millet uyurken uyandirmak zorunda kaliyorsun en ufak sey icin.
Ben tur atarim mesela ucakta, DVT korkum var. o yuzden hep koridor uzun ucuslarimda.
0
model aynı olsa bile uçaktan uçağa değişebiliyor. Uzun yollardaki thy uçaklarında büyüklük açısından ekonomi sınıfı bile rahat ediyor.
Muhtemelen rahat yolculuğunuz olacak. 24 saat belirlemesine iyi bakın orta sırada olmasın.
dediğim gibi model aynı olsa bile uçaktan uçağa değişebiliyor ama muhtemelen adaptör yeri olacaktır.
eğlence sisteminde usb girişi vardı.
Muhtemelen rahat yolculuğunuz olacak. 24 saat belirlemesine iyi bakın orta sırada olmasın.
dediğim gibi model aynı olsa bile uçaktan uçağa değişebiliyor ama muhtemelen adaptör yeri olacaktır.
eğlence sisteminde usb girişi vardı.
0
uzun seyahatlerde genelde priz oluyor ama emin değilim. bu arada benden tavsiye online checkinde 1 numaralı koltuklardan al. hemen önünde panel olduğu için genelde daha geniş oluyor ve öndekinin arkaya yatırma şansı olmuyor. sonra dış hatlar terminaline girince en en sağdaki bankolara git en sondaki. orada thy'nin online checkin bankoları oluyor ve genelde boş oluyor. biraz erken git ve acil çıkış koltuğu var mı diye sor. varsa çok şahane geçer yolculuğun
0
www.seatguru.com
burda bir çok uçağın oturma planı, prizi, koltuk açıları gibi bilgiler var, yardımcı olabilir.
burda bir çok uçağın oturma planı, prizi, koltuk açıları gibi bilgiler var, yardımcı olabilir.
0
777'lerde USB var. Takıp film izleniyor mu denemedim. Ekonomide priz yok diye hatırlıyorum.
Acil çıkışları mutfak bölgesine denk geliyordu sanırım. Uyumak istersen genelde görevliler o bölgede olduğu için biraz gürültülü olabiliyor.Rahatlık için koridorda bir koltuk seçmen yeterli olacaktır. Uçak boyutu gereği klostrofobiye pek izin verecek bir uçak değil. Cam kenarı çileye dönüşür uzun yolda.
Acil çıkışları mutfak bölgesine denk geliyordu sanırım. Uyumak istersen genelde görevliler o bölgede olduğu için biraz gürültülü olabiliyor.Rahatlık için koridorda bir koltuk seçmen yeterli olacaktır. Uçak boyutu gereği klostrofobiye pek izin verecek bir uçak değil. Cam kenarı çileye dönüşür uzun yolda.
0
hats
Ses yalıtımı sıfır bir binadayım, gün boyu üst katın tv sesini duyuyorum kendim izliyormuşum gibi çok rahatsız edici. Eczaneden istediğimde kablolu ve kulak içi kulaklığa benzer silikonlu bir kulaklık verdiler ama pek kesmiyor sesi, başka marka/model öneriniz var mı? Mutlak sessizlik peşindeyim.
Ses yalıtımı sıfır bir binadayım, gün boyu üst katın tv sesini duyuyorum kendim izliyormuşum gibi çok rahatsız edici. Eczaneden istediğimde kablolu ve kulak içi kulaklığa benzer silikonlu bir kulaklık verdiler ama pek kesmiyor sesi, başka marka/model öneriniz var mı? Mutlak sessizlik peşindeyim.
0
Ben de 3M'ci arkadaşlara katılıyorum. Sürekli kullanıyorum diye geçenlerde 500 çiftlik pakedini aldım. Müzik dinleyecekseniz aktif noise cancelling özelliği olan kulaklıklara da bakabilirsiniz.
0
3m için bir +1 de ben vereyim. hiltinin yanında uyutur adamı (abartıyorum tabii biraz). yalnız bu takılıyken telefonun alarmı falan yalan oluyor. yastığın altında titremesi falan lazım aletin.
0
cahs
Daha önce beğendiğim dizileri yazayım siz ona göre öneri verin.Fringe, hustle, dexter çok sarmadı, ezel, narcos(az izledim ama sevdim)Böyle sağlam senaryosu olsa, gerçek ya da gerçekleşmesi 15, 20 seneye mümkün olan şeyler olsa güzel olur.
Daha önce beğendiğim dizileri yazayım siz ona göre öneri verin.
Fringe, hustle, dexter çok sarmadı, ezel, narcos(az izledim ama sevdim)
Böyle sağlam senaryosu olsa, gerçek ya da gerçekleşmesi 15, 20 seneye mümkün olan şeyler olsa güzel olur.
Fringe, hustle, dexter çok sarmadı, ezel, narcos(az izledim ama sevdim)
Böyle sağlam senaryosu olsa, gerçek ya da gerçekleşmesi 15, 20 seneye mümkün olan şeyler olsa güzel olur.
0
Geldim; the wire izle mutlaka sağlam senaryo, kaliteli oyunculuk gibi şeylere önem veriyorsan.
0
breaking bad
black mirror 3 sezon toplamda da 9 bölümdü yanlış hatırlamıyorsam(çerez niyetine izlenir ama güzel dizi, keşke daha çok bölüm çekselerdi)
@nucleon true detective neden sadece 1. sezon, true detective'i bende izlemeyi planlıyorum ama sen böyle yazınca emin olamadım
black mirror 3 sezon toplamda da 9 bölümdü yanlış hatırlamıyorsam(çerez niyetine izlenir ama güzel dizi, keşke daha çok bölüm çekselerdi)
@nucleon true detective neden sadece 1. sezon, true detective'i bende izlemeyi planlıyorum ama sen böyle yazınca emin olamadım
0
yeni başladı ve geçmiş odaklı ama (bkz: the man in the high castle)
0
@Bysb, td 2. sezon da güzel ama ilk sezon gibi değil, zaten sezonlar arası bağlantı yok dizide, her sezon ayrı konu ayrı oyuncularla işleniyor. 2. sezonda 3 tane ana karakter var olaylarl çok saçaklanıyor, takip zorlaşıyor, 2. sezonda kaliteli ama sıktı beni biraz
0
bobinhoo
ne indiriyoruz nasıl oluyo bu işler?
ne indiriyoruz nasıl oluyo bu işler?
0
c ile basla c programlama ogrenmek istiyorsan. c++ ile c ayri seyler.
0
C++ ve C birbirinden farkli iki dil. Bu diller arasinda C++ öneririm cünkü daha modern ve object oriented destekleyen bir dil. C ile C++ dilinin yazimi da birbirinden farklidir. Ayrica C++ piyasada daha cok tutulan bir dil.
Bu dillerde program yazdiktan sonra derlemen (compile) lazim. Bu derleme islemi ise "compiler" ile yapiliyor. Ayrica kodu yazman icin bir IDE istege göre gerekli. IDE tercih edilmezse notpad ile de yazilabilir.
Compiler icin GNU C compiler, IDE icin Netbeans önerebilirim. Eger Netbeans kurarsan bircok compiler da icinde geliyor, ayrica kurman gerekmez.
gcc.gnu.org
netbeans.org
Bu dillerde program yazdiktan sonra derlemen (compile) lazim. Bu derleme islemi ise "compiler" ile yapiliyor. Ayrica kodu yazman icin bir IDE istege göre gerekli. IDE tercih edilmezse notpad ile de yazilabilir.
Compiler icin GNU C compiler, IDE icin Netbeans önerebilirim. Eger Netbeans kurarsan bircok compiler da icinde geliyor, ayrica kurman gerekmez.
gcc.gnu.org
netbeans.org
0
derleyici olarak Qt Creator çok ayrıntılı ve elverişlidir. C dili genelde karmaşık matematik işlemlerini hesaplatmak ve basit fonksiyonlar için kullanılır. c++ ise asıl programlar için idealdir...
0
c ile başlaman ilerisi için daha sağlıklı olur. c yi kaparsan çoğu dili daha rahat kavrarsın. bu da zamandan verim sağlamak oluyor.
0
biz ilk başladığımızda dev c++ ile başlamıştık ama hata ayıklamada sorunu var o idenin. yeni başlayanı idare eder ama.
artık c de olsa c++ da hep visual studio kullanırım.
artık c de olsa c++ da hep visual studio kullanırım.
0
nickbirakmamissinizulan
(dün akşam konuyu duyuru olarak açmışım, uyaran arkadaşlara teşekkürler.soru olarak tekrar açıyorum)Uzun yazacacğım, başlıktan da anlayacağınız gibi biraz can sıkıntım var. Sohbet eder gibi olsun.Yıllardır motosikletlere karşı inceden bir ilgim vardı. İstanbul içindeki tehlikelerden ötürü almayı hiç
(dün akşam konuyu duyuru olarak açmışım, uyaran arkadaşlara teşekkürler.soru olarak tekrar açıyorum)
Uzun yazacacğım, başlıktan da anlayacağınız gibi biraz can sıkıntım var. Sohbet eder gibi olsun.
Yıllardır motosikletlere karşı inceden bir ilgim vardı. İstanbul içindeki tehlikelerden ötürü almayı hiç düşünmemiştim. Çok istiyordum, hayatıma yeni bir soluk katacağını çok iyi biliyordum ama sadece uzaktan izleyebiliyordum bu aleti.
1.5 yıldır daha sıkı takip ettim motosiklet dünyasını. AEA'yı, altınlı geceyi falan izlemek bile büyük bir keyif veriyordu.
Mart ayında iş hayatına atılmış bulundum. Kendi paramı kazanıyorum ve ufaktan birikime de başladım. Yeni motor alan bir arkadaşımın da verdiği gazla kafayı kırıp sonunda ben de motor almaya karar verdim.
Önce Honda'nın GS1 eğitimine gittim. Sonra ehliyete başvurdum.
Epey bir ekipman incelemesi okudum. Hatta burada birkaç duyuru da açtım.
düşük cc'li bir alet alıp tıngır mıngır gitmek beni fazlasıyla tatmin edecekti. hız merakım yok. racing motorlar ilgi alanımın dışında. chopper ve endurolar çok hoşuma gidiyor.
Olaya bakış açım; ''önce güvenlik-sonra zevk-dolaylı olarak da ulaşım''
Hani ''motosiklet alayım sadece hafta sonları gezi amaçlı kullanayım'' gibi bir tercih çok daha güvenli olacaksa ona bile razı duruyordum. Trafiğe çıkmaya başladığımda verecektim bu kararı da.
Sıra konuyu aileye açma kısmına geldi. 23 yaşındayım, kendi ekonomik özgürlüğümü almışım. Ailemle birlikte yaşıyorum ama bana bir baskıları, hayatıma karışmaları, müdahaleleri yok. Gel gelelim söz konusu hayat riski olunca orada müdahale var. nasıl olmasın ki? 13 yıl önce abimi trafik kazansında kaybettik. Ben de akılları bende kalsın, üzülsünler istemiyorum. Etrafımdan da bu şekilde tepkiler aldım. ''Ailene bunu yapma'' dedi tüm yakınlarım.
Kafayı kırmışım bir kere, hayatımda çok pişmanlıklarım olmuş. Bir yenisini daha eklemeyeceğim diye kendime söz verdim.
Ufak ufak söylemeye başladım. Honda eğitimini falan anlattım. Haliyle tepki verdiler. ''Çok riskli bunu kaldıramayız'' dediler. Ben de sert durdum. Riskten kaçınmak için zevklerden feragat etmenin hayatı berbat hale getirdiğini anlatmaya çalıştım. Konuyu gündemde tutarak alıştırmaya çalıştım. Annemde işe yaradı ama babam genelde sustu. Konuşmalar abiyle, anneyle geçti.
Geçen ay paramı tamamen hazırladım ve babama konuyu net bir şekilde açtım. Ses yükselmedi ama biraz tartıştık. Sonunda 1 hafta konuşmadık.
Gel gelelim bu bir ayda bana garip bişey oldu. Sanki o konuşmayı yaparken hevesim kırıldı. Youtube'da onlarca kaza videosu izlemiştim. Bu riski almaya karar vermiştim ama babamla konuşup aynı ıvır zıvırı (motor çok tehlikeli hergün bir sürü kişi ölüyor) onun ağzından duymak sanki beni vazgeçirdi. Ara ara hevesim ateşlense de genel olarak motor alma isteğimi kaybettim gibi bişey oldu. Bir yandan da beni engelledikleri ve sıkıcı/güvenli çemberlerine geri çektikleri için aileye sinirlendim.
Aile ister istemez hayatını etkiler ama fikirlerime bu kadar etki edebildiklerini farketmemiştim. 1 aydır konuyu kapatmış gibi davranıyorum ama ciddi ciddi evden ayrılmayı düşünüyorum. Yoksa hep onların istediği gibi yaşayacakmışım gibi bir hisse kapıldım.
Bu veya buna benzer bir durumu yaşayan var mı? Ne yapmalı? Ne gibi bir karar vermeli?
Uzun yazacacğım, başlıktan da anlayacağınız gibi biraz can sıkıntım var. Sohbet eder gibi olsun.
Yıllardır motosikletlere karşı inceden bir ilgim vardı. İstanbul içindeki tehlikelerden ötürü almayı hiç düşünmemiştim. Çok istiyordum, hayatıma yeni bir soluk katacağını çok iyi biliyordum ama sadece uzaktan izleyebiliyordum bu aleti.
1.5 yıldır daha sıkı takip ettim motosiklet dünyasını. AEA'yı, altınlı geceyi falan izlemek bile büyük bir keyif veriyordu.
Mart ayında iş hayatına atılmış bulundum. Kendi paramı kazanıyorum ve ufaktan birikime de başladım. Yeni motor alan bir arkadaşımın da verdiği gazla kafayı kırıp sonunda ben de motor almaya karar verdim.
Önce Honda'nın GS1 eğitimine gittim. Sonra ehliyete başvurdum.
Epey bir ekipman incelemesi okudum. Hatta burada birkaç duyuru da açtım.
düşük cc'li bir alet alıp tıngır mıngır gitmek beni fazlasıyla tatmin edecekti. hız merakım yok. racing motorlar ilgi alanımın dışında. chopper ve endurolar çok hoşuma gidiyor.
Olaya bakış açım; ''önce güvenlik-sonra zevk-dolaylı olarak da ulaşım''
Hani ''motosiklet alayım sadece hafta sonları gezi amaçlı kullanayım'' gibi bir tercih çok daha güvenli olacaksa ona bile razı duruyordum. Trafiğe çıkmaya başladığımda verecektim bu kararı da.
Sıra konuyu aileye açma kısmına geldi. 23 yaşındayım, kendi ekonomik özgürlüğümü almışım. Ailemle birlikte yaşıyorum ama bana bir baskıları, hayatıma karışmaları, müdahaleleri yok. Gel gelelim söz konusu hayat riski olunca orada müdahale var. nasıl olmasın ki? 13 yıl önce abimi trafik kazansında kaybettik. Ben de akılları bende kalsın, üzülsünler istemiyorum. Etrafımdan da bu şekilde tepkiler aldım. ''Ailene bunu yapma'' dedi tüm yakınlarım.
Kafayı kırmışım bir kere, hayatımda çok pişmanlıklarım olmuş. Bir yenisini daha eklemeyeceğim diye kendime söz verdim.
Ufak ufak söylemeye başladım. Honda eğitimini falan anlattım. Haliyle tepki verdiler. ''Çok riskli bunu kaldıramayız'' dediler. Ben de sert durdum. Riskten kaçınmak için zevklerden feragat etmenin hayatı berbat hale getirdiğini anlatmaya çalıştım. Konuyu gündemde tutarak alıştırmaya çalıştım. Annemde işe yaradı ama babam genelde sustu. Konuşmalar abiyle, anneyle geçti.
Geçen ay paramı tamamen hazırladım ve babama konuyu net bir şekilde açtım. Ses yükselmedi ama biraz tartıştık. Sonunda 1 hafta konuşmadık.
Gel gelelim bu bir ayda bana garip bişey oldu. Sanki o konuşmayı yaparken hevesim kırıldı. Youtube'da onlarca kaza videosu izlemiştim. Bu riski almaya karar vermiştim ama babamla konuşup aynı ıvır zıvırı (motor çok tehlikeli hergün bir sürü kişi ölüyor) onun ağzından duymak sanki beni vazgeçirdi. Ara ara hevesim ateşlense de genel olarak motor alma isteğimi kaybettim gibi bişey oldu. Bir yandan da beni engelledikleri ve sıkıcı/güvenli çemberlerine geri çektikleri için aileye sinirlendim.
Aile ister istemez hayatını etkiler ama fikirlerime bu kadar etki edebildiklerini farketmemiştim. 1 aydır konuyu kapatmış gibi davranıyorum ama ciddi ciddi evden ayrılmayı düşünüyorum. Yoksa hep onların istediği gibi yaşayacakmışım gibi bir hisse kapıldım.
Bu veya buna benzer bir durumu yaşayan var mı? Ne yapmalı? Ne gibi bir karar vermeli?
0
Var.
Benim de motosiklet yıllardır kafamda olan bişeydi. en son geçen mart ayında ölmekten kıl payı kurtulduğum bir trafik kazası yaptım (arabayla), o noktadan sonra içimde kalacak bir şey olmamasına karar verdim ve sırayla hayallerimi gerçekleştirmeye başladım. Yalnız eve çıktım, köpek aldım sokaktan kedi buldum, uzun zamandır gitmek istediğim bir ülkede uzun bi geziye çıktım. Son olarak 4 ay önce motosiklet aldım. Ailem eve gelince gördü, acayip pahalıya aldığım motosiklet ceketimi ve kaskımı gösterdim, motorum zaten hız yapmıyor dedim. motor dediğim de honda msx(burada annemin tepkisi ilginçti, bu mu motor ben elektrikli sandım dedi).
gel gelelim motor çok riskli. ben ölmeyi göze aldım. ölmeyi veya sakat kalmayı göze alıyorsan bin. 30la kaza yapıp ölen de var 300 le ölmeyen de. Ekipman önemli. 3.000 - 5.000 tl arası ekipmana ayır önce. sonra kalan paranla motor al.
Benim de motosiklet yıllardır kafamda olan bişeydi. en son geçen mart ayında ölmekten kıl payı kurtulduğum bir trafik kazası yaptım (arabayla), o noktadan sonra içimde kalacak bir şey olmamasına karar verdim ve sırayla hayallerimi gerçekleştirmeye başladım. Yalnız eve çıktım, köpek aldım sokaktan kedi buldum, uzun zamandır gitmek istediğim bir ülkede uzun bi geziye çıktım. Son olarak 4 ay önce motosiklet aldım. Ailem eve gelince gördü, acayip pahalıya aldığım motosiklet ceketimi ve kaskımı gösterdim, motorum zaten hız yapmıyor dedim. motor dediğim de honda msx(burada annemin tepkisi ilginçti, bu mu motor ben elektrikli sandım dedi).
gel gelelim motor çok riskli. ben ölmeyi göze aldım. ölmeyi veya sakat kalmayı göze alıyorsan bin. 30la kaza yapıp ölen de var 300 le ölmeyen de. Ekipman önemli. 3.000 - 5.000 tl arası ekipmana ayır önce. sonra kalan paranla motor al.
0
kendi durumumu anlatayım, ben 18 yaşındayken nasıl olduysa (babamın eski vespa sevdası hatırına) bir scooter almaya ikna olmuşlardı. Kullanacağım yer yazlık kasabanın sınırları ile belirlenmişti.
Gel zaman git zaman İstanbul'a taşındım, birkaç yıl motosikletsiz burada takıldım ardından yeter artık deyip ailemle konuştum, motosikletimi İstanbul'a getirmekten bahsettim, karşı çıktılar. Yenisini alalım dedim, ailem "Biz çocuğumuza öyle bir şey yapıp İstanbul trafiğine atamayız. Sen de ileride anlayacaksın çocuğun isteyince" tadında konuştular. Aynı senin gibi işe girdim, para kazanmaya başladım. Artık neredeyse 2 yıldır Barkın Abi'yi takip ediyordum. Birkaç ayda bir konusunu açıyordum motosikletin ve aynı güzellikte konuyu kapatıyordu ailem.
Karşı çıkacaklarını bildiğim halde önce ufaktan ekipmanları tamamladım. Bir sene de param ve ekipmanlarım olduğu halde sadece uzaktan takip ettim camiayı. En son hayatın geçip gittiğini görüp, kendime yapamadığım koca bir heves bırakmayacağım dedim. Eğitimimi aldım, 3 ay sonra yeni motosikletimi aldım.
Plaka tescil işlemlerini yaptıktan sonra aileme konuyu açtım, babam telefonda şok oldu, bi an üzüntüden konuşmayıp peki öyle olsun dedi, kapattı. "Düzgün sür, hayırlı olsun" vs bile demedi. İki gün sonra aradı, demesi gereken lafları söyledi, " hayırlı olsun, dikkatli kullan, başka yerlerden de eğitim al. Bir de bi yerlere bağış yap". Sonra kapadı işte. Bir hafta sonra konuşmalar normale döndü. Otoyol yasağı var şimdi 6 ay. Sonrası Allah kerim.
Gel zaman git zaman İstanbul'a taşındım, birkaç yıl motosikletsiz burada takıldım ardından yeter artık deyip ailemle konuştum, motosikletimi İstanbul'a getirmekten bahsettim, karşı çıktılar. Yenisini alalım dedim, ailem "Biz çocuğumuza öyle bir şey yapıp İstanbul trafiğine atamayız. Sen de ileride anlayacaksın çocuğun isteyince" tadında konuştular. Aynı senin gibi işe girdim, para kazanmaya başladım. Artık neredeyse 2 yıldır Barkın Abi'yi takip ediyordum. Birkaç ayda bir konusunu açıyordum motosikletin ve aynı güzellikte konuyu kapatıyordu ailem.
Karşı çıkacaklarını bildiğim halde önce ufaktan ekipmanları tamamladım. Bir sene de param ve ekipmanlarım olduğu halde sadece uzaktan takip ettim camiayı. En son hayatın geçip gittiğini görüp, kendime yapamadığım koca bir heves bırakmayacağım dedim. Eğitimimi aldım, 3 ay sonra yeni motosikletimi aldım.
Plaka tescil işlemlerini yaptıktan sonra aileme konuyu açtım, babam telefonda şok oldu, bi an üzüntüden konuşmayıp peki öyle olsun dedi, kapattı. "Düzgün sür, hayırlı olsun" vs bile demedi. İki gün sonra aradı, demesi gereken lafları söyledi, " hayırlı olsun, dikkatli kullan, başka yerlerden de eğitim al. Bir de bi yerlere bağış yap". Sonra kapadı işte. Bir hafta sonra konuşmalar normale döndü. Otoyol yasağı var şimdi 6 ay. Sonrası Allah kerim.
0
evden ayrılmanı destekliyorum ama motoru desteklemiyorum. evden ayrılıp kendi hayatını kurmaya başlaman, daha kafana göre yaşaman gereken yaştasın da motor cidden manyaklık. bir kere zorla bindilirdim daha da binmem, o adrenalin de olmayıversin.
0
Motor konusu bu ülke sınırları içerisinde oldukça tehlikeli. Ne kadar güvenlik önlemi alırsanız alın amk çomarı yüzünden trafikte tehlike yaşamamanız neredeyse imkansız.
0
normalde seni desteklerdim ama ortada evlat kaybı gibi ekstrem bir durum var. tabii ki kaygılarını beslememek adına her şeyden kaçınarak kendine dünyayı dar edemezsin ama bunu sadece keyif için yapmak istiyorsan, belki tekrar değerlendirebilirsin konuyu.
0
Ben de verecekleri tepkiyi tahmin ettiğim için ilk motorumu aldığımda aileme söylememiştim. Aylar sonra tesadüfen öğrendiler.
Bu arada hele ki İstanbul'da yaşayan birine şehir içinde motor tavsiye etmem. Kardeşim veya çocuğum almak istese aynı şekilde karşı çıkardım.
Bu arada hele ki İstanbul'da yaşayan birine şehir içinde motor tavsiye etmem. Kardeşim veya çocuğum almak istese aynı şekilde karşı çıkardım.
0
öncelikle almak istiyorsan yapacağın şu hatta en başta yapman gereken şuydu. bu fikri ailene hiç açmayıp direk motoru alacaktın ve ben eğitime gittim ehliyeti aldım motor aldım diyecektin. o saatten sonra kimse sana sat, binme vs demez. çünkü olan olmuştur. 1 hafta tantana olur hır olur gür olur sonra her şey normale döner.
en basit örnek mesela. çoğu aile dövme olayına sıcak bakmaz. ben dövme yaptırcam dersin yapma diye diye dillerinde tüy biter. ama sen fikir almadan gidip yapıp yaptım dersen kimse git o dövmeni sildir demez. iki laf yapıp alışırlar.
benim de aklımda harley davidson almak var ve aylardır para biriktiriyorum. bir aksilik olmazsa da yaza kadar o para birikecek. gis akademiye gidip eğitim alıcam, ehliyetim zaten var, yıllardır küçük bir kasabada da olsa scooter'a biniyorum. barkın bayoğlu'nun videolarını hatmettim.
almadan önce de aileme danışmıycam. çünkü eminim ki alma diyecekler. benim evladım olsa ben de aldırmam. hatta babam paran cebinde kalsın ben sana araba alırım ama motor alma bile der yani. o yüzden tüm lükslerimden kısıp ailemden 5 kuruş istemeden araba parasına da olsa o harleyi almak istiyorum.
gel gelelim türkiye'de motora binmek gerçekten tehlikeli, hatta istanbul'da ayrı tehlikeli. bir kaç ay minibüs caddesinde bisikletle çok gittim geldim ve şoförlerin nasıl davrandığı konusunda az çok fikrim var. hep temkinli gittim başıma bir şey gelmedi ama bu gelmeyeceği manasına gelmez.
son raddede geçen hafta barkın bayoğlu'na yayını sırasında soru sordum. sorduğum soru döndü dolaştı türkiye'deki yollara ve motosiklet kültürüne geldi. o konuşmalarından sonra acaba almasam mı dedim. aylardır motosiklet alma fikrini ruhuma aşılayan adamın o cevabından sonra almasam mı demeye başladım.
bence en güzeli şu. alıp en azından bir kaç ay binip heves alabilmek. o bir kaç ayda da kaza yaşamazsak şükretmek. çünkü ben 50 yaşıma geldiğimde bunun pişmanlığını yaşıycam biliyorum. o yaştan sonra da sikmişim harley'i afedersin. son kararım bu şekilde. öyle veya böyle alıcam bir süre binicem ve satıcam. bunun için eğitimlere, ekipmana, harley'e servet ödemem gerekse de mutlu olmak için yapıcam.
bu da barkın bayoğlu'na sorduğum soru: www.youtube.com
en basit örnek mesela. çoğu aile dövme olayına sıcak bakmaz. ben dövme yaptırcam dersin yapma diye diye dillerinde tüy biter. ama sen fikir almadan gidip yapıp yaptım dersen kimse git o dövmeni sildir demez. iki laf yapıp alışırlar.
benim de aklımda harley davidson almak var ve aylardır para biriktiriyorum. bir aksilik olmazsa da yaza kadar o para birikecek. gis akademiye gidip eğitim alıcam, ehliyetim zaten var, yıllardır küçük bir kasabada da olsa scooter'a biniyorum. barkın bayoğlu'nun videolarını hatmettim.
almadan önce de aileme danışmıycam. çünkü eminim ki alma diyecekler. benim evladım olsa ben de aldırmam. hatta babam paran cebinde kalsın ben sana araba alırım ama motor alma bile der yani. o yüzden tüm lükslerimden kısıp ailemden 5 kuruş istemeden araba parasına da olsa o harleyi almak istiyorum.
gel gelelim türkiye'de motora binmek gerçekten tehlikeli, hatta istanbul'da ayrı tehlikeli. bir kaç ay minibüs caddesinde bisikletle çok gittim geldim ve şoförlerin nasıl davrandığı konusunda az çok fikrim var. hep temkinli gittim başıma bir şey gelmedi ama bu gelmeyeceği manasına gelmez.
son raddede geçen hafta barkın bayoğlu'na yayını sırasında soru sordum. sorduğum soru döndü dolaştı türkiye'deki yollara ve motosiklet kültürüne geldi. o konuşmalarından sonra acaba almasam mı dedim. aylardır motosiklet alma fikrini ruhuma aşılayan adamın o cevabından sonra almasam mı demeye başladım.
bence en güzeli şu. alıp en azından bir kaç ay binip heves alabilmek. o bir kaç ayda da kaza yaşamazsak şükretmek. çünkü ben 50 yaşıma geldiğimde bunun pişmanlığını yaşıycam biliyorum. o yaştan sonra da sikmişim harley'i afedersin. son kararım bu şekilde. öyle veya böyle alıcam bir süre binicem ve satıcam. bunun için eğitimlere, ekipmana, harley'e servet ödemem gerekse de mutlu olmak için yapıcam.
bu da barkın bayoğlu'na sorduğum soru: www.youtube.com
0
pinkpeony
hangisi ve neden?
hangisi ve neden?
0
new york'a gitmedim o yüzden londra diyorum.
paris'e de gitmediğim için new york'a gitseydim de paris değil de londra diyeceğimi düşünüyorum. eğer sadece parise gitmemiş olsaydım yine paris demezdim. ama hem paris'e gitmediğim hem de londraya gittiğim için new york asla diyemem.
paris'e de gitmediğim için new york'a gitseydim de paris değil de londra diyeceğimi düşünüyorum. eğer sadece parise gitmemiş olsaydım yine paris demezdim. ama hem paris'e gitmediğim hem de londraya gittiğim için new york asla diyemem.
0
Londra'ya gitmedim o yüzden Paris demiyorum.
Londra demek istiyorum. Gezip görülecek daha çok yer olduğunu düşünüyorum.
Londra demek istiyorum. Gezip görülecek daha çok yer olduğunu düşünüyorum.
0
new york'a gittim, o yüzden new york diyorum. paris bu aralar karışık zaten. gerçi ne zaman gidileceğine de bağlı bu söylediğim. londra'ya karşı şimdilik gidene kadar nötrüm.
0
new York ile londra karsilastirilir da Paris ne alaka. arada 20 boy fark var diğer ikisiyle.
0
üçüne de gittim, paris. çünkü paris dünyada en çok sevdiğim şehir. onun yerinde başka bir avrupa şehri olsa new york derdim, ki mesleğim açısından imkanları hep cezbetmiştir. londra da güzel ama bu iki şehrin yanında sönük kalıyor biraz benim için.
birkaç seneliğine yaşayacak olsam new york, hayatım boyunca olsa paris derdim.
birkaç seneliğine yaşayacak olsam new york, hayatım boyunca olsa paris derdim.
0
Ben de hepsine gittim. Yerlesmeli yasam icin londra diyorum.
0
Hepsinde bulundum. Londra ve new york arasinda kalip son karar olarak londra derdim.
Paris iiyi guzel ama overrated.
Paris iiyi guzel ama overrated.
0
londra'ya gittim diğerlerine gitmedim. alaska diyorum :) ciddiyim ya büyük şehirler bana göre değil
0
Paris cunku hem diger ikisine gore daha ucuz hem de cok guzel bir sehir. Tabi ne yapmak istediginle alakali da cevaplanabilir.
0
hiçbirine gitmedim ama imkanım olsa londra'yı tercih ederdim. new york'u görmeye dair en ufak bir isteğim yok, hiçbir zaman da olmadı. chicago'ya gitmeyi çok isterdim mesela ama ny zerre ilgimi çekmiyor. fransa'nın da sadece provence dedikleri kısmını ilgi çekici buluyorum. benim gözümde nice > paris. londra iyi bence. hiçbi şey yapmazsam yumurtalı sosisli sandviç yiyip i'll bash yer fookin head deyip premier lig maçı falan izlerim, dalarım pub'a let's go fuckin mental deyu zıp zıp zıplarım. evropa > amariga,
0
hayir bu koyden olsam nolcak
mesai bitimine az kaldı1- direk eve gidecem.2- arkadaşlarla buluşcam.3- diğer. (açıklama)
mesai bitimine az kaldı
1- direk eve gidecem.
2- arkadaşlarla buluşcam.
3- diğer. (açıklama)
1- direk eve gidecem.
2- arkadaşlarla buluşcam.
3- diğer. (açıklama)
0
haftasonu icin yiyecek biseyler alip eve gecicem, yemek yaparim, yerken biseyler izlerim, sonra dil calisirim heralde.
0
dün biraz fazla kaçırmışım, dolayısıyla bugün direkt eve geçip, evde biraz fazla kaçırıcam.
downton abbey'nin finalini izleyeceğim, ve biraz fazla kaçırıcam.
bron/broen'in yeni bölümünü izleyeceğim ve biraz fazla kaçırıcam.
downton abbey'nin finalini izleyeceğim, ve biraz fazla kaçırıcam.
bron/broen'in yeni bölümünü izleyeceğim ve biraz fazla kaçırıcam.
0
Okuldan ciktim sayilir mi :) aksam arkadaslarimla tiyatroya gidicez ordan da icmeye
0
Sevgiliyle isik festivalini izlemeye gidecez. Sonra da yemek yeriz kahve iceriz falan
0
sisfosdongusu
"She wants answers, or closure, or both. She is willing to move on but is haunted by what could have been. Sometimes it is better to avoid closure, as most events in our life don’t even have answers."özellikle burada
"She wants answers, or closure, or both. She is willing to move on but is haunted by what could have been. Sometimes it is better to avoid closure, as most events in our life don’t even have answers."
özellikle burada
özellikle burada
0
closure kapanış anlamında- yani sevgilin sana mesaj atmadan aramamaya sormamaya başladı ve bi daha yüzünü görmedin. ne oldu bitti bilmiyorsun. Closure yapamadın demek bu. To avoid closure ise closure elde etmekten geri durmak. Yani bazen içinde hesaplaşmalarını bitirmemek daha iyi olabilir.
0
Tam olarak kapanma demek. Burda demek istedigi de bazen cevaplar istersiniz bazen kapanis. Bazen kapanislardan kacinmak kapanislari engellemek daha iyidir. Kapanis da iste kafanda bi olayi bitirmek gibi dusun.
0
all girls dream
crack deyince dosya creklemek geliyor aklıma.
crack deyince dosya creklemek geliyor aklıma.
0
Baskı altında kendini bırakma" gibi. Örneğin, çok yoğun sınav dönemi olan bir öğrenci bu yoğunluğa dayanamayıp sinir krizimsi şeyler geçirirse "crack under pressure" yapmış olur. Ya da bilgi almak için işkence yapılan biri, bilgiyi itiraf ederse "crack under pressure" olmuş olur.
0
gezegen olan pluton
Otelleri hariç tutarsak şöyle uyku odası gibi bir şeyi kast ediyorum. Lounge gibi yerler varmış buralarda uyumaya izin veriyorlar mı? Özellikle Sabiha Gökçen hava limanını düşünürsek.
Otelleri hariç tutarsak şöyle uyku odası gibi bir şeyi kast ediyorum. Lounge gibi yerler varmış buralarda uyumaya izin veriyorlar mı? Özellikle Sabiha Gökçen hava limanını düşünürsek.
0
uyku odası olarak değil de 2'li 3'lü koltuklarda uyuyanlar görmüştüm. mescit de mantıklı tabi.
0
bazı lounge'larda uyuma bölümleri oluyor. atatürk'te kullandığım bir tanesinde vardı mesela. sabiha'dakileri görmediğim için kesin var diyemem ama telefon edip sorabilirsiniz.
yalnız program üyesi değilseniz, tek kullanım ücretleri oluyor. en iyisi lounge hizmeti veren şirketi arayıp hem uyku bölümü hem de ücret bilgisi almak.
yalnız program üyesi değilseniz, tek kullanım ücretleri oluyor. en iyisi lounge hizmeti veren şirketi arayıp hem uyku bölümü hem de ücret bilgisi almak.
0
chandler bing1
erkek tarafı bana sordu da ben de tabi bekar olduğum için çok da ne diyeceğimi bilemedim. 2 yıllık evliler. cinsel hayatları yok denecek kadar az. bazen unutuyoruz, çok fazla çalışıyoruz zaman yok falan diyor. ortalamaya vursak son altı ayda haftada 1 max'dır diyor. bu normal mi? aramızada evliler v
erkek tarafı bana sordu da ben de tabi bekar olduğum için çok da ne diyeceğimi bilemedim.
2 yıllık evliler. cinsel hayatları yok denecek kadar az. bazen unutuyoruz, çok fazla çalışıyoruz zaman yok falan diyor. ortalamaya vursak son altı ayda haftada 1 max'dır diyor.
bu normal mi?
aramızada evliler varsa onların yorumlarını daha çok almak isterim.
unutma nedir abi? :)
2 yıllık evliler. cinsel hayatları yok denecek kadar az. bazen unutuyoruz, çok fazla çalışıyoruz zaman yok falan diyor. ortalamaya vursak son altı ayda haftada 1 max'dır diyor.
bu normal mi?
aramızada evliler varsa onların yorumlarını daha çok almak isterim.
unutma nedir abi? :)
0
Evlilik degil de olay bence yasam sekillerinde. Asiri yogun tempolu ve strestli calisma basli basina yeter. Bir de ustune kotu besleniyorlarsa normal bence.
0
kim lan bunlar biz mi sorduk acaba çok tanıdık geldi.
2 yıllık evliyiz 29/30 farklı yakalarda çalışıp evden 6.30'larda çıkıp 19-20 arası dönüyoruz hatta bazen mesai ile gece yarısı. eve döndüğümde zaten alt üst olmuşum yoldan iş stresi vs geri kalan vakitte efor harcamak yerine yemek hazırlamak dinlenmek ve biraz içki içip bayılmakla geçiyoruz.
2 yıllık evliyiz 29/30 farklı yakalarda çalışıp evden 6.30'larda çıkıp 19-20 arası dönüyoruz hatta bazen mesai ile gece yarısı. eve döndüğümde zaten alt üst olmuşum yoldan iş stresi vs geri kalan vakitte efor harcamak yerine yemek hazırlamak dinlenmek ve biraz içki içip bayılmakla geçiyoruz.
0
evli olsam 2 arada bi derede çabuğundan da olsa (öhem bu kadar ayrıntı yeter) olmazsa benim için sıkıntı olur, adamı darlarım kesin, karakter olarak ben böyleyim başka şeyler eksik kalır, hayat buna göre düzenlenir, adı evlilikse cinsellik eksik kalmaz diye düşünüyorum. ama bekara yorum yapmak kolay :))
ve fakat sabah 6da kalkıp işe giden insana da yazık tabi ki, unutma nedir; e 2 sene olmuş bu yoğunlukla ve uykusuzlukla unutulur, sen hiç sabah okula gelirken eteğini giymeyi unutan kız görmedin mi, neler unutuluyor.
ve fakat sabah 6da kalkıp işe giden insana da yazık tabi ki, unutma nedir; e 2 sene olmuş bu yoğunlukla ve uykusuzlukla unutulur, sen hiç sabah okula gelirken eteğini giymeyi unutan kız görmedin mi, neler unutuluyor.
0
386 dx +1
Evlilik "evlenmeden olmaz" diyen ya da toplum baskısı ile birlikte yaşama, sevgili kalma vs. yerine evliliği seçenlerin ya da sadece seks için evlenenlerin 2-3 heveslerini aldıktan sonra kardeş kardeş yaşayıp senede, özel günler + 3 5 defa sevişmesi olayı zaten. Çok da şey yapmasınlar.
Evlilik "evlenmeden olmaz" diyen ya da toplum baskısı ile birlikte yaşama, sevgili kalma vs. yerine evliliği seçenlerin ya da sadece seks için evlenenlerin 2-3 heveslerini aldıktan sonra kardeş kardeş yaşayıp senede, özel günler + 3 5 defa sevişmesi olayı zaten. Çok da şey yapmasınlar.
0
tamam evlilerin allah belasını vermiş de, evli değilken nasıl olm? günde 2 kere mi sevişiyonuz siz? her gün mü günaşırı mı? bi işi ve sosyal hayatı olan bir çift için haftada 1 bence güzel.
0
--özellikle alışkanlık--, stres, iş, yorgunluk, sigara, başım ağrıdı, kukum sızlıyor, halı saha maçı, valide ziyareti gibi "evlilik rutini" derken haftada 1'e 2'ye kadar iniyor işte olaylar 2-3 senede. onları aynı binada farklı evlerde yaşatsan, o sayı haftada 2-3'e çıkar eminim.
evlilik zaten yapı gereği seks düşmanı bir kavram. çok fularlı oldu ama malesef öyle.
evlilik zaten yapı gereği seks düşmanı bir kavram. çok fularlı oldu ama malesef öyle.
0
haftada 1 max 2 yıllık evli çift için az. Neden bu kadar az olduğuyla ilgili bir sürü olasılık var.oturup konuşmaları gerekirse erkeğin libidoyla ilgili tıbbi yardım alması lazım.
0
chandler bing1
bu konu hakkında bilgisi olan var mı? ingiltere ve norveç'i kendim deneyimledim. arkadaşlardan ordan burdan duyduğum kadarıyla da amerika ve kanada'da da durum aynı.sigortalı da olsan doktor randevusunu almak aylar sürüyor. acil'e gidince en az 3-4 saat kimse seninle ilgilenmiyor falan.nedir olay?
bu konu hakkında bilgisi olan var mı? ingiltere ve norveç'i kendim deneyimledim. arkadaşlardan ordan burdan duyduğum kadarıyla da amerika ve kanada'da da durum aynı.
sigortalı da olsan doktor randevusunu almak aylar sürüyor. acil'e gidince en az 3-4 saat kimse seninle ilgilenmiyor falan.
nedir olay?
sigortalı da olsan doktor randevusunu almak aylar sürüyor. acil'e gidince en az 3-4 saat kimse seninle ilgilenmiyor falan.
nedir olay?
0
çünkü sağlık ve eğitim develtin üstündeki kambur. para yetmiyor. devletinde sevmediği iki konu. hatta beceremediği. ama asli görevleri arasında ilk üçte yer alan. bak mesela vergi sistemine, ödeme yapmak için bi randevu alma işin olsun en fazla 1 haftaya alırsın. çünkü develt randevu sırasının 1 aya çıktığını görünce yeni bi memur alrı oraya.
ama sağlıkta öyle değil. çünkü sağlık para getirmez. götürür. bu yüzden sallar her zaman. şimdi git herhangi bir devlet hastanesine sıra var 2 3 saat beklersin. bundan 3 ay sonra git. yine sıra var yine beklersin.
peki neden bekliyorsun. 3 doktor var 100 hasta var yetişmiyor. doktorlarda zaten halkı siklemiyor, yapacağı işten daha azını yapıyor. memur sonuçta.
aynısı özel sektörde olsa ne olur. ilk gün sırayı gören patron odasına mutlu gider, işler iyi bu gün paranın amına koduk diye düşünerek. sonra yine sıra olmaya başlayınca doktor sayısı artar 4 5 6 7 10 20 neye ihtiyaç varsa. ee ona göre de geliri vardır çünkü.
ee devletin bundan geliri var mı? yok. zarar ediyor. doktor olan memurun hasta sikinde mi. yok. (hiç aksini iddia etmeyin) o yüzden sağlık sektörü her zaman sıkıntılıdır.
mesela diyorlarya hani kemal kılıçdaroğlu sskyı batırdı diye. sanırısn adam ticarethane işletiyor da batırdı. zarar edecek tabi başka çaresi mi var? hatta şahsi düşüncem ne kadar çok zarar etmişse o kadar halka yardım etmiş demektir. (tabi bu zarar personel kaynaklı, malzeme kaynaklı yoksa 3 kuruşlu ihale için 10 kuruş vermeyle olan zarar değil)
ee kapitalist sistemde kar yoksa neden hizmet olsun.
ya da komün sistemde bir doktor içinden gelmiyorsa neden hastalara baksın. zorla yaptırırsan da işi yavaşlatır, orospu çocukluğunda yeni yöntemler bulur.
özetle hasta olursan paran olsun, özel hastaneye git.
ama sağlıkta öyle değil. çünkü sağlık para getirmez. götürür. bu yüzden sallar her zaman. şimdi git herhangi bir devlet hastanesine sıra var 2 3 saat beklersin. bundan 3 ay sonra git. yine sıra var yine beklersin.
peki neden bekliyorsun. 3 doktor var 100 hasta var yetişmiyor. doktorlarda zaten halkı siklemiyor, yapacağı işten daha azını yapıyor. memur sonuçta.
aynısı özel sektörde olsa ne olur. ilk gün sırayı gören patron odasına mutlu gider, işler iyi bu gün paranın amına koduk diye düşünerek. sonra yine sıra olmaya başlayınca doktor sayısı artar 4 5 6 7 10 20 neye ihtiyaç varsa. ee ona göre de geliri vardır çünkü.
ee devletin bundan geliri var mı? yok. zarar ediyor. doktor olan memurun hasta sikinde mi. yok. (hiç aksini iddia etmeyin) o yüzden sağlık sektörü her zaman sıkıntılıdır.
mesela diyorlarya hani kemal kılıçdaroğlu sskyı batırdı diye. sanırısn adam ticarethane işletiyor da batırdı. zarar edecek tabi başka çaresi mi var? hatta şahsi düşüncem ne kadar çok zarar etmişse o kadar halka yardım etmiş demektir. (tabi bu zarar personel kaynaklı, malzeme kaynaklı yoksa 3 kuruşlu ihale için 10 kuruş vermeyle olan zarar değil)
ee kapitalist sistemde kar yoksa neden hizmet olsun.
ya da komün sistemde bir doktor içinden gelmiyorsa neden hastalara baksın. zorla yaptırırsan da işi yavaşlatır, orospu çocukluğunda yeni yöntemler bulur.
özetle hasta olursan paran olsun, özel hastaneye git.
0
gelişmiş ülke vatandaşısın diyelim
işsizlik maaşı alıp 2 de çocuk yapsan buradaki ortalama memurdan daha iyi geçinirsin ucuz diye antalyada tatil yaparsın filan işte. herhangi bir işte part-time çalışsan güzel bi maaş alırsın kayak yaparsın.
bu durumda neden tıp okuyasın? 6-8-10 sene uğraşasın? mesela isveçlisin? zaten okumuyorlar da yetmiyor kendi doktorları ABden doktor getiriyorlar. düşünsene 5 milyon nüfusun var, kimse doğurmuyor zaten hocam kaç tane jinekolojik onkoloji uzmanı olabilir?
ABD sosyal devlet değil evet, ama orada da tıp okumak çok pahalı.
üstüne yanlış bir teşhis koyarsan ayvayı yedin buradaki gibi değil davası cezası, risk almak istemiyorlar 6 ay git gel herşeye bakalım diyorlar.
üstüne benim gördüğüm, mesela biz bölgemizde görülen hastalıkları iyi biliyoruz (atıyorum akdeniz anemisi) adam 72 çeşit milletten insan görüyor ABDde yahut sadece kendi köyünü biliyor (kuzey avrupada) bizim doktorlar gibi 1milyon hasta bakmıyor senede. bazı vakaları hayatlarında hiç görmemiş oluyorlar kitaptan okuyorlar şaka gibi, bu da bizim ülke insanı için yurtdışında sıkıntı oluşturuyor.
ayrıca özel hastane olayı da hikaye özel hastaneler otel hizmeti verir, güzel ilgilenir ama mesela doğuma gittin komplikasyon var seni bir güzel zekai tahir burak'a sevk eder.
işsizlik maaşı alıp 2 de çocuk yapsan buradaki ortalama memurdan daha iyi geçinirsin ucuz diye antalyada tatil yaparsın filan işte. herhangi bir işte part-time çalışsan güzel bi maaş alırsın kayak yaparsın.
bu durumda neden tıp okuyasın? 6-8-10 sene uğraşasın? mesela isveçlisin? zaten okumuyorlar da yetmiyor kendi doktorları ABden doktor getiriyorlar. düşünsene 5 milyon nüfusun var, kimse doğurmuyor zaten hocam kaç tane jinekolojik onkoloji uzmanı olabilir?
ABD sosyal devlet değil evet, ama orada da tıp okumak çok pahalı.
üstüne yanlış bir teşhis koyarsan ayvayı yedin buradaki gibi değil davası cezası, risk almak istemiyorlar 6 ay git gel herşeye bakalım diyorlar.
üstüne benim gördüğüm, mesela biz bölgemizde görülen hastalıkları iyi biliyoruz (atıyorum akdeniz anemisi) adam 72 çeşit milletten insan görüyor ABDde yahut sadece kendi köyünü biliyor (kuzey avrupada) bizim doktorlar gibi 1milyon hasta bakmıyor senede. bazı vakaları hayatlarında hiç görmemiş oluyorlar kitaptan okuyorlar şaka gibi, bu da bizim ülke insanı için yurtdışında sıkıntı oluşturuyor.
ayrıca özel hastane olayı da hikaye özel hastaneler otel hizmeti verir, güzel ilgilenir ama mesela doğuma gittin komplikasyon var seni bir güzel zekai tahir burak'a sevk eder.
0
saglik, egitim ve adalet bu ücü bir ülkenin temel üc diregi. bunu meslekleri yapan insanlarin tepeden asagiya cok özel etik ve ahlak degerlerine sahip olmalari gerekiyor. Bu etik degerler dünyanin her yerinde yipraniyor. Gelismis ülkeler sagligi devlet elinde tutuyor cünkü sosyal devlet olmak bunu emrediyor. Bu nedenle bozukluk ne ise tamamen hastaya yansiyor. Karlilik göz önünde bulundurulmuyor, karliligin ve rekabetin olmadigi meslek dallarinda denetim tamamen etik ile saglaniyor. Merkezden denetim bir yere kadar.
Peki cözüm özellestirme mi ? türkiyede bu sorun özellestirme ve yari özellestirme ile cözülmeye calisiyor ve sorunlar daha ticari uslup ile gizleniyor, daha iyi pazarlama marketing yapiliyor. Özeller zaten malum tam bir ticarethane gibi. O tedavi karli olmasi lazim mesela bir kadin dogum yapacagi zaman normal dogum karli degil, ama sezeryan tüm hastahaneler ve doktorlar icin kar ve prim olarak dönüyor. Bunu problemi teyit etmek icin su iki ülkeye bakmak yeterli, Amerika ve türkiye. Bu iki ülke saglikta özellestirme yapan ülkeler ve amerikada sezaryan orani %35 ve türkiyede %45. Ama gercekte tüm dogumlarda sezaryana ihtiyac %5, almanya gibi ülkelerde bu bu sekilde. O nedenle türkiyede özel ve yari özel hastanelerde cok iyi ilgilenirler, seni özel hissettirirler cünkü seni karli tedaviye ikna etmeleri lazim.
özetle iki yol var, sosyal devletlerde kar amaci gütmeyen devlet kurumlari tüm sorunlariyla ortada olan saglik sistemi. Ya da amerika ve türkiyedeki gibi marketing essasli, sirket gibi yönetilen saglik sistemi, kar amaciyla sagliksiz ve gereksiz tedaviler. müsteri gibi davranilan, özel hissetirilen hastalar..
Peki cözüm özellestirme mi ? türkiyede bu sorun özellestirme ve yari özellestirme ile cözülmeye calisiyor ve sorunlar daha ticari uslup ile gizleniyor, daha iyi pazarlama marketing yapiliyor. Özeller zaten malum tam bir ticarethane gibi. O tedavi karli olmasi lazim mesela bir kadin dogum yapacagi zaman normal dogum karli degil, ama sezeryan tüm hastahaneler ve doktorlar icin kar ve prim olarak dönüyor. Bunu problemi teyit etmek icin su iki ülkeye bakmak yeterli, Amerika ve türkiye. Bu iki ülke saglikta özellestirme yapan ülkeler ve amerikada sezaryan orani %35 ve türkiyede %45. Ama gercekte tüm dogumlarda sezaryana ihtiyac %5, almanya gibi ülkelerde bu bu sekilde. O nedenle türkiyede özel ve yari özel hastanelerde cok iyi ilgilenirler, seni özel hissettirirler cünkü seni karli tedaviye ikna etmeleri lazim.
özetle iki yol var, sosyal devletlerde kar amaci gütmeyen devlet kurumlari tüm sorunlariyla ortada olan saglik sistemi. Ya da amerika ve türkiyedeki gibi marketing essasli, sirket gibi yönetilen saglik sistemi, kar amaciyla sagliksiz ve gereksiz tedaviler. müsteri gibi davranilan, özel hissetirilen hastalar..
0
kankiii ingilterede 3-4 saat bekliyorsun randevusuz olunca ama sıra sana gelince de köpek gibi ilgileniyorlar her şeyine bakıyorlar. tr'deki gibi 5-10 dakikalık muayene yok orda. ilaçlarını doktor veriyor çoğu zaman, para vermiyorsun. ücretsiz sağlık sistemi tüm dünya vatandaşlarına neredeyse. daha ne yapsın la adamlar. adamlarda her bi haltı book'lamak kültür zaten, bi tek onu yapman lazım, onu da yapıver bi zahmet.
0
kötü değiller. uluslararası sıralamalardaki yerleri ve kamu yoklamalarındaki memnuniyet oranları da epey yüksek.
türkiye'de olur olmaz her şeye ilaç antibiyotik yazılmasına, bir dolu alakasız test yapılmasına, gerekli gereksiz uzman doktorlar görmeye alışık olduğumuz için yurt dışındaki ilgi alışık olmayana kötü geliyor. ingiltere'de doktor randevusunu genelde 1-2 hafta içinde alabiliyorum, buna ek olarak her gp'nin her hafta haftasonu veya akşam saatlerinde walk-in saatleri de var. ayrıyeten randevusuz gelen hastayı kabul eden walk-in merkezleri de var.
acil servisler ise adı üstünde gerçekten hayati tehlike teşkil eden durumlar (bilinç kaybı, göğüs ağrısı, durmayan kanama, solunum güçlüğü, yanık vs) için var. gidip de 3-4 saat bekleyebiliyorsanız muhtemelen pek de acillik bir haliniz yok.
türkiye'de olur olmaz her şeye ilaç antibiyotik yazılmasına, bir dolu alakasız test yapılmasına, gerekli gereksiz uzman doktorlar görmeye alışık olduğumuz için yurt dışındaki ilgi alışık olmayana kötü geliyor. ingiltere'de doktor randevusunu genelde 1-2 hafta içinde alabiliyorum, buna ek olarak her gp'nin her hafta haftasonu veya akşam saatlerinde walk-in saatleri de var. ayrıyeten randevusuz gelen hastayı kabul eden walk-in merkezleri de var.
acil servisler ise adı üstünde gerçekten hayati tehlike teşkil eden durumlar (bilinç kaybı, göğüs ağrısı, durmayan kanama, solunum güçlüğü, yanık vs) için var. gidip de 3-4 saat bekleyebiliyorsanız muhtemelen pek de acillik bir haliniz yok.
0
mutcai
Merhabalar,Ehliyetimi daha yeni aldım(a2). 24 yaşında 177 boyunda 110 kg bir gencim(dana). Çok fazla param yok tam bir öğrenci işi, benimle günlük okula git-gel 35 km yol yapabilecek(arabayla 12 dakikada katediyorum gidişimi) çok masraf çıkarmayacak bir motosiklet aramaktayım. Güzergahımda şehirlera
Merhabalar,
Ehliyetimi daha yeni aldım(a2). 24 yaşında 177 boyunda 110 kg bir gencim(dana). Çok fazla param yok tam bir öğrenci işi, benimle günlük okula git-gel 35 km yol yapabilecek(arabayla 12 dakikada katediyorum gidişimi) çok masraf çıkarmayacak bir motosiklet aramaktayım. Güzergahımda şehirlerarası yol kısmı da var o yüzden scooter, hava soğutmalı motorlar çok yeterli olmayacaktır diye düşünüyorum. Bir de mümkünse yokuşlu yollara gelebilen ve maks 200 cc olan bir motor tavsiyesi istiyorum.
Ehliyetimi daha yeni aldım(a2). 24 yaşında 177 boyunda 110 kg bir gencim(dana). Çok fazla param yok tam bir öğrenci işi, benimle günlük okula git-gel 35 km yol yapabilecek(arabayla 12 dakikada katediyorum gidişimi) çok masraf çıkarmayacak bir motosiklet aramaktayım. Güzergahımda şehirlerarası yol kısmı da var o yüzden scooter, hava soğutmalı motorlar çok yeterli olmayacaktır diye düşünüyorum. Bir de mümkünse yokuşlu yollara gelebilen ve maks 200 cc olan bir motor tavsiyesi istiyorum.
0
scooter olur neden olmasın, hava soğutmalı motora da yazın sıcağında bile 17-20 kmde bişey olmaz. Bunu kendini kısıtlama diye söyledim yoksa scooter al demeyeceğim. Bence cbf 150 çok iyi olur.
uzun yıllar 125 cc scooterla senin kadar olmasa da bir dana olarak gezdim. Şimdi vitesteyim, vites çok güzel sen de gelsene.
uzun yıllar 125 cc scooterla senin kadar olmasa da bir dana olarak gezdim. Şimdi vitesteyim, vites çok güzel sen de gelsene.
0
50cc mobiletler dahil tüm motosikletler size trafikte ihtiyacınız olan hızı ve gücü fazlasıyla sağlar. Hava soğutmasıdır beygir gücüdür bunlar hep yarının kaygıları. Yarın da sizden binlerce kilometre uzakta. Sizi zorlamayacak, dik oturuşlu, 250cc veya altı bir modelle başlayın.
0
Niyetim mümkün mertebe her dönem kullanmak. 200 cc maksimum ve hava soğutmalı olmaması tek kriterim. Nedeni ise uzun yolda şişmesi tıkanması ile uğraşıcam diye hacamat edebilirler beni şehirlerarası yolda. 200cc olmasıda acemi olmamdan ötürü. Lakin dediğiniz gibi 50cc tabii ki de yeterli olur eğer ki Türkiye yollarında kullanmayacak olsa idim.
0
fiyat araligi vermeniz lazim. gecen biri uygun yollu ogrenci isi soruyordu butcesi 30.000 lira. benimki 3000 etmiyor mesela. velhasil, ekipman haric motora vereceginiz maks parayi soylerseniz daha iyi olur.
hava sogutmali olmamasi niye kriter onu anlamadim. 4 zamanli bakimli motor sismez kolay kolay. 2 zamanlilardan kalma o sisme muhabbeti. ekstra sogutma duzenegi ekstra bakim ve ekstra ariza riski demek. hava sogutmali isinizi gorur. zongshen uretimi mondiallere bakabilirsiniz z one 180 gibi. veya cbf.
hava sogutmali olmamasi niye kriter onu anlamadim. 4 zamanli bakimli motor sismez kolay kolay. 2 zamanlilardan kalma o sisme muhabbeti. ekstra sogutma duzenegi ekstra bakim ve ekstra ariza riski demek. hava sogutmali isinizi gorur. zongshen uretimi mondiallere bakabilirsiniz z one 180 gibi. veya cbf.
0
ekipman hariç maksimum bütçem en fazla zorlasam 4500 tl diyebilirim. Mesela chopper tarzı hiç kullanmadım ama regal raptor 150 cc dikkatimi çekti. Nasıldır acaba ?
0
denizzz
belly fat derdi yok, kaslanma isteği de yok, derdimiz biraz daha sıkılaşmak ve fit kalmak. günde spora ayrılabilecek zaman da maksimum 25-30 dakika. önerilerinizi bekliyorum. teşekkürler.
belly fat derdi yok, kaslanma isteği de yok, derdimiz biraz daha sıkılaşmak ve fit kalmak. günde spora ayrılabilecek zaman da maksimum 25-30 dakika. önerilerinizi bekliyorum. teşekkürler.
0
15 dakika ısınma ve esneme desek, 10 dakika da soğuma.
Ya şunu da söyleyim olayın dalga kısmında değilim, ama bu kadar kısa süre ayırdığın zaman ısınmadan birşeyler yapmaya çalışıp kendini sakatlama diye yazdım, ısınma dışında 25-30 dakika ayırıyorsan, yeterlidir.
Ya şunu da söyleyim olayın dalga kısmında değilim, ama bu kadar kısa süre ayırdığın zaman ısınmadan birşeyler yapmaya çalışıp kendini sakatlama diye yazdım, ısınma dışında 25-30 dakika ayırıyorsan, yeterlidir.
0
şu ve türevleri var, evde falan yapayım diyorsanız: www.freeletics.com
Ha bu arada spora bi kere başlayınca, daha çok vakit yaratmak isteyeceksiniz, zira ne hormonu salgılatıyorsa bağımlılık yapıyor.
Ha bu arada spora bi kere başlayınca, daha çok vakit yaratmak isteyeceksiniz, zira ne hormonu salgılatıyorsa bağımlılık yapıyor.
0
5 dakika ısın. 3 tane Tabata Round yap ve 5 dk stretch yapıp, bitir.
Tabata'yı da şınav, jumping jack, burpee gibi vücut ağırlığı egzersizleriyle yap.
Tabata'yı da şınav, jumping jack, burpee gibi vücut ağırlığı egzersizleriyle yap.
0
old possum
Acaba her şey, işaretler, levhalar vb. Kiril alfabesi midir? İngilizce bilgilendirici yazılar var mıdır?Hayır, Moldova'da her şey Kiril alfabesiydi çok zorluk çektim. İnsanlar İngilizce bilmiyor falan. Ama Petersburg turuistik bir şehir öyle değildir di mi? Yani yanımızda rehber olmayacak da, kalaka
Acaba her şey, işaretler, levhalar vb. Kiril alfabesi midir? İngilizce bilgilendirici yazılar var mıdır?
Hayır, Moldova'da her şey Kiril alfabesiydi çok zorluk çektim. İnsanlar İngilizce bilmiyor falan. Ama Petersburg turuistik bir şehir öyle değildir di mi? Yani yanımızda rehber olmayacak da, kalakalmayalım ortalarda.
Hayır, Moldova'da her şey Kiril alfabesiydi çok zorluk çektim. İnsanlar İngilizce bilmiyor falan. Ama Petersburg turuistik bir şehir öyle değildir di mi? Yani yanımızda rehber olmayacak da, kalakalmayalım ortalarda.
0
4-5 yıl oldu gideli değişmiş midir bilmiyorum ama ben sadece okuyabiliyordum, öyle öyle çıkardık haritadan. ingilizce bilen birini bulsanız bile-ki yüksek bir ihtimal değil, size rusça cadde sokak adı söyleyecek. kelimeyi aklınızda tutup haritada arayacaksınız. kiril alfabesiyle informatsiya yazısının olduğu yere informeyşın?? dedim de kadın anlamadı, sıkıntı olabilir.
0
petersde de kirildi bende 4-5 sene önce ordaydım. pulkovo havalimanı yeni yapıldı. o muhitte ingilizceye eklenmiş olabilir.
0
Geçen sene gittim, metroda, sokak tabelalarında kiril+latin kullanıyorlar. Bunun dışında pek ingilizce kullanımı yok, insanlar da ingilizce bilmiyor. Moskova'da ise hiç yok, metroda bile latin harfleri yoktu.
Ama zorluk çekilecek bir durum yok. Berlitz'in cep rehberini alın, zaten gidilecek yerler belli, metro haritası vs var. Ben 1 hafta Petersburg'da, 1 hafta da Moskova'da kaldım, bir zorluk yaşamadım. Metro, otobüs, hidrofoil, minibüs vs. herşey kullandım.
Ama zorluk çekilecek bir durum yok. Berlitz'in cep rehberini alın, zaten gidilecek yerler belli, metro haritası vs var. Ben 1 hafta Petersburg'da, 1 hafta da Moskova'da kaldım, bir zorluk yaşamadım. Metro, otobüs, hidrofoil, minibüs vs. herşey kullandım.
0
1 ay once oradaydım. metroda falan iki turlu yazıyor. sokak isimleriyse kiril alfabesi. ingilizce bilen birini bulman baya zor ama bilmeseler de yardımcı olmaya çalışıyorlar. metroyla çoğu yere gidebiliyorsun zaten otobüs olayına sakın bulaşma kafa karıştırıyor. neyse başka sorun varsa da cevaplarım.
0
2-3 sene olmustur benimde, evet kiril maalesef :) ancak kisa surede goz asinasi olup iyi kotu cozuyorsunuz :) ayrica harita edinin hemen bir yerlerden, cok isine yarayacak:) benim sansima mi oldu bilmiyorum ama ingilizce bilenlerde cokca cikiyor :) turklere de denk gelebilirsiniz, orada tanismistim birileri ile hatta :)
0
@wasd: Sokak levhalarında da kiril+latin var. En azından geçen sene öyleydi. Sanmıyorum ki latin harflerini kaldırsınlar. Lenin caddesi, Stalin meydanı vs. gibi bina üstündeki levhaların altında latince olarak da yazıyor.
Ayrıca Google Maps'de Petersburg'un street view olarak gezebilirsin, böylece gitmeden yolları, binaları vs. görmüş olursun :)
Ayrıca Google Maps'de Petersburg'un street view olarak gezebilirsin, böylece gitmeden yolları, binaları vs. görmüş olursun :)
0
petersburg card almanızı şiddetle tavsiye ederim, öyle böyle değil. hem elinizde yapılacaklara dair bir rehber oluyor, hem de bu yerlere ya bedava ya da baya bir indirimle giriyorsunuz. ek olarak size metro kartını da veriyorlar bu guide ile birlikte. bir çok restoran ve mekanda da indirim mevcut. bu guide hem ingilizce hem rusça hazırlanmış. o açıdan size baya bir yardımı olacaktır, nasıl gidilir konusunda da. en azından insanlara rusça kısmını gösterip yol yordam sorabilirsiniz.
ayrıca petersburg'da google kullanmayın, dövüyorlar :)
edit: petersburgcard.com faydalanacaklarınızın yanında çok ufak bir ücret.
ayrıca petersburg'da google kullanmayın, dövüyorlar :)
edit: petersburgcard.com faydalanacaklarınızın yanında çok ufak bir ücret.
0
levha, tükan isimleri hep kiril alfabesi. resturaurantlarda aynı sorunu yaşamadım. ingilizce bilme oranı düşük olduğu doğrudur. gene de gençler arasında oran az biraz daha yüksek. kalakalacak bir durum olmaz, ingilizce bilen birilerini buluyosun. ama sorun yaşarsın evet. rusça bilen arkadaşımla gittiğim için ben az sorun yaşadım. nerdeyse 3-4 gün de tek tabanca dolaştım gün içinde. hiç bişi olmadı.
bu arada dostoyevski'nin evi'nin yanında georgeous diye gürcü restaurant'ı var. mutlaka git oraya. süper bi yer.
bu arada dostoyevski'nin evi'nin yanında georgeous diye gürcü restaurant'ı var. mutlaka git oraya. süper bi yer.
0
Kimse yazmamışcasına tekrar yazayım. Sorun yaşamazsın. Eylül'de ordaydım herhangi bir sorun varsa yardımcı olurum.
0
Hemen her şey kiril evet ama şahsen bir zorluk yaşamadım. Gittiğim cafelerde, barlarda, müzelerde sürekli ingilizce bilen ruslarla tanıştım, hepsi de benimle takılmaya istekli çıktı (bu açıdan ortalama avrupa deneyiminden epey farklı). Telefona herhangi bir offline harita yükleyip onu da kullanabilirsiniz.
St Petersburg gayet turistik bir şehir olmakla birlikte çok da tourist-friendly sayılmaz.
Bir de özellikle geceleri dikkatli olun. Otele dönerken şehir merkezinde gasp edilip silahlı saldırıya uğradım. Sonradan araştırınca gördüm ki benzeri deneyimler yaşayanlar az değil. Taksi için Uber kullanabilirsiniz. Fiyatlar ucuz, dil bilmenize de gerek yok.
St Petersburg gayet turistik bir şehir olmakla birlikte çok da tourist-friendly sayılmaz.
Bir de özellikle geceleri dikkatli olun. Otele dönerken şehir merkezinde gasp edilip silahlı saldırıya uğradım. Sonradan araştırınca gördüm ki benzeri deneyimler yaşayanlar az değil. Taksi için Uber kullanabilirsiniz. Fiyatlar ucuz, dil bilmenize de gerek yok.
0
386 dx
Bilgisi olan arkadaşlar fikir verebilirse sevinirim.Yurt dışında yaşıyorum, dönmeyi de hiç düşünmüyorum ama maaşlar, olanaklar, ortamlar, projeler nasıldır diye kendimce bir karşılaştırma yapmak istedim.
Bilgisi olan arkadaşlar fikir verebilirse sevinirim.
Yurt dışında yaşıyorum, dönmeyi de hiç düşünmüyorum ama maaşlar, olanaklar, ortamlar, projeler nasıldır diye kendimce bir karşılaştırma yapmak istedim.
Yurt dışında yaşıyorum, dönmeyi de hiç düşünmüyorum ama maaşlar, olanaklar, ortamlar, projeler nasıldır diye kendimce bir karşılaştırma yapmak istedim.
0
Ben oyunlarla alakalı şeyleri bildiğim için
taleworlds ve crytek geldi aklıma. ama Asus Türkiye Microsoft Türkiye Sony filan da vardır illaki. çalışmaları ne kadar büyüktür bilmiyorum ama bakmakta fayda var.
taleworlds ve crytek geldi aklıma. ama Asus Türkiye Microsoft Türkiye Sony filan da vardır illaki. çalışmaları ne kadar büyüktür bilmiyorum ama bakmakta fayda var.
0
Bildiğim kadarıyla Asus, Microsoft vs Türkiye'de yalnızca satış yapıyor. Yazılım geliştirme namına pek bir faaliyetleri yok.
0
dediğim gibi sektörde değilim ama Yerelleştirme çalışmaları da abd den mi yürüyo? öyleyse geriye crytek ve taleworlds kalıyo :/
0
@ergenpezeveng Yerelleştirme ekseriyetle amelelik işi. Pek de teknolojik sayılmaz.
0
Yazılım için bence havelsan ve milsoft ama aselsan, roketsan, turksat da bir yazılımcı için ideal bir yer; yalnız buralarda mühendislik yaptırırlar coder'lık değil.
Başlangıç maaşları: 2000-3000 lira
3-5 yıllık IT'ci: 3000-6000 lira
5+ yıllık IT'ci: Yeteneğine göre 5000-15000 lira
Başlangıç maaşları: 2000-3000 lira
3-5 yıllık IT'ci: 3000-6000 lira
5+ yıllık IT'ci: Yeteneğine göre 5000-15000 lira
0
386 bey napıyorsunuz? biz sizi yurtdışında çalışan yazılımcı diye idol bellemiştik oldu mu şimdi.
türkiye'de doğru düzgün yazılım üretilmiyor, neredeyse tüm yazılım projeleri banka, telekom, sigorta vb firmalarının taşeronu olarak yapılıyor, bu yüzden çok sıkıcı ve bazen çok stresli de olabiliyor. ben iyi bir yazılım firmasından tamamen sektör dışı bir firmaya inhouse yazılım ekibine geçtim mesela, sırf sıfırdan bir şeyler geliştirilen bir ortamda bulunayım diye.
ha yurtdışındaki yazılımcılara göre çok az meziyetle çok para kazanıyor tr'deki yazılımcılar bu da bir gerçek. adam bankaya atıyor kapağı yıllarını hiçbir şey öğrenmeden geçiriyor ama 8-10-12 gidiyor maaşlar.
türkiye'de doğru düzgün yazılım üretilmiyor, neredeyse tüm yazılım projeleri banka, telekom, sigorta vb firmalarının taşeronu olarak yapılıyor, bu yüzden çok sıkıcı ve bazen çok stresli de olabiliyor. ben iyi bir yazılım firmasından tamamen sektör dışı bir firmaya inhouse yazılım ekibine geçtim mesela, sırf sıfırdan bir şeyler geliştirilen bir ortamda bulunayım diye.
ha yurtdışındaki yazılımcılara göre çok az meziyetle çok para kazanıyor tr'deki yazılımcılar bu da bir gerçek. adam bankaya atıyor kapağı yıllarını hiçbir şey öğrenmeden geçiriyor ama 8-10-12 gidiyor maaşlar.
0
@teknikekip: Zaten bu soruyu GT'nin sitesini gördükten sonra sormaya karar verdim. Boş sayfaları, bilgi kıtlığını geçtim, daha Türkçe karakterler düzgün çıkmıyor yahu sitede. En iyilerinden biri buysa durum demek ki sandığımdan daha vahim.
0
innova fena değildir, gerçi araplar aldıktan sonra çok büyüsede patronlar bazen gıcık olabiliyormuş.
bankalar var, uluslararası firmalar var, atıyorum schenider elektrik vs.., finans ve yatırım firmaları var, üretime özel firmalar var, vestel, arçelik, bosch vs..
ortam çoğunda cacık, bitmeyen ya da bitemeyen projeler, vasıfsız yöneticiler, torpilli çalışanlar, sürekli fazla mesai vs vs.
bankalar var, uluslararası firmalar var, atıyorum schenider elektrik vs.., finans ve yatırım firmaları var, üretime özel firmalar var, vestel, arçelik, bosch vs..
ortam çoğunda cacık, bitmeyen ya da bitemeyen projeler, vasıfsız yöneticiler, torpilli çalışanlar, sürekli fazla mesai vs vs.
0
yonge and bloor
var mı böyle birşey? ilerde lazım olacak resmi evraktır, ssk yada benzeri olaylar için gerekli dökümanlar falan?napıyoruz iş yerindeki son gün?
var mı böyle birşey? ilerde lazım olacak resmi evraktır, ssk yada benzeri olaylar için gerekli dökümanlar falan?
napıyoruz iş yerindeki son gün?
napıyoruz iş yerindeki son gün?
0
paran kaldıysa al. bilgisayarında özel dosyaların vs varsa onları al, sonra ordan sil. sen gittikten sonra devredeceğin işler varsa onları devret. bir de tüm şirkete veda maili at tamamdır.
0
VIPCH
Kendisi 23 yasinda, mimar ve sanatla, cizimle cok ilgili. Dogum günü icin onu etkileyecek ne alinabilir?Iliski dururmumuz: SevgiliBütce: 1000 TL civari olursa iyi olur.
Kendisi 23 yasinda, mimar ve sanatla, cizimle cok ilgili. Dogum günü icin onu etkileyecek ne alinabilir?
Iliski dururmumuz: Sevgili
Bütce: 1000 TL civari olursa iyi olur.
Iliski dururmumuz: Sevgili
Bütce: 1000 TL civari olursa iyi olur.
0
uçak bileti olabilir.
çizim tableti olabilir
www.vatanbilgisayar.com
yem den kitap olabilir
www.yemkitabevi.com
çizim tableti olabilir
www.vatanbilgisayar.com
yem den kitap olabilir
www.yemkitabevi.com
0
Güzel bir tasarım ürünü alabilirsiniz. Ev dekorasyonu mağazalarına bakın.
Şunlar da fikir verebilir: www.giftforarchitect.com
Şunlar da fikir verebilir: www.giftforarchitect.com
0
Ilginiz icin tesekkür ederim. Son olarak böyle bir seyde karar kildim:
www.trendversand.ch
el yapimi ve tamamen atik metallerden yapilmis.
www.trendversand.ch
el yapimi ve tamamen atik metallerden yapilmis.
0
evrimini tamamlamis hamambocegi
yılbaşında 3 günlük amsterdam' a gitmeyi düşünüyorum. ilk defa gideceğim için bir bilgim yok. nerelere gideyim? neler yapayım?bir de otel ve uçak bileti masrafını saymazsak 3 gün için ortalama ne kadar harcanır?
yılbaşında 3 günlük amsterdam' a gitmeyi düşünüyorum. ilk defa gideceğim için bir bilgim yok. nerelere gideyim? neler yapayım?
bir de otel ve uçak bileti masrafını saymazsak 3 gün için ortalama ne kadar harcanır?
bir de otel ve uçak bileti masrafını saymazsak 3 gün için ortalama ne kadar harcanır?
0
Amsterdam fazlasıyla turistik bir şehir. Gezilecek görülecek yerler, yapılacak şeyler az çok belli. Kısa bir google aramasıyla hepsini ve daha fazlasını bulabilirsiniz.
0
google da bakıyorum zaten ama buradan insanların tavsiyelerini göz önüne almak ve ne kadar harcama yaptıklarını öğrenmek istediğim için sordum.
0
amsterdam pahali bi sehir, hele yilbasinda daha da artmamasi gibi bir durum olamaz.
niyetin ciddiyse hersey kesinse simdiden otel rezervasyonu yaptir, hep dolacaktir hem pahalilasacak.
su an orada olmadigimdan fiyatlari soyleyemiyecegim ama
www.numbeo.com
buradan bi fikir elde edebilirsin ustune de 200 300 eur fazla koyarsin olasi bir masraf icin.
niyetin ciddiyse hersey kesinse simdiden otel rezervasyonu yaptir, hep dolacaktir hem pahalilasacak.
su an orada olmadigimdan fiyatlari soyleyemiyecegim ama
www.numbeo.com
buradan bi fikir elde edebilirsin ustune de 200 300 eur fazla koyarsin olasi bir masraf icin.
0
opium
Önümüzdeki 1 Haftayı bu 3 yerde geçireceğim. Hava durumu tahminlerine baktım 16-18 derece civarı ve kimi zaman yağmurlu gibi. Tisort giyilmez muhtemelen ama genel olarak sweat, ince yağmurluk ve spor ayakkabı kombinasyonu yeterli gelir mi ki? Yoksa yağmur pestilimizi çıkartır mı?Bir de Edinbraa(h) m
Önümüzdeki 1 Haftayı bu 3 yerde geçireceğim. Hava durumu tahminlerine baktım 16-18 derece civarı ve kimi zaman yağmurlu gibi. Tisort giyilmez muhtemelen ama genel olarak sweat, ince yağmurluk ve spor ayakkabı kombinasyonu yeterli gelir mi ki? Yoksa yağmur pestilimizi çıkartır mı?
Bir de Edinbraa(h) mı diye telaffuz ediyoruz bunu :)
Bir de Edinbraa(h) mı diye telaffuz ediyoruz bunu :)
0
Londra abartıldığı kadar yağmurlu bir şehir değil. Yağsa bile genelde hafif ve kısa süreli oluyor.
Tişört mevsimi geçti. Belki kazak yerine hafif bir mont düşünebilirsiniz. Spor ayakkabı yeterli.
Tişört mevsimi geçti. Belki kazak yerine hafif bir mont düşünebilirsiniz. Spor ayakkabı yeterli.
0
londra abartıldığı kadar yağmurlu bir şehir mi bilmem ama şöyle söyleyeyim;
haftanın 4 günü yağar,
1-2sinde sağlam yağar, (sağlam dediğim öyle istanbuldaki gibi değil, sağlam yani baya sağlam. istanbulun sağlam yağmuru zaten orada ahmak ıslatan gibi kalır)
kalan 3 günü parçalı bulutlu gecer.
şanslıysan bunların 2sinde falan bolca güneş görürsün.
fazla soğuk olmaz bu mevsimde. sweat iyidir
spor ayakkabı yerine su geçirmeyen bir tip ayakkabi size daha uygun olur. ayaklar ıslanır genelde ve rahatsız eder. diger kombinasyon iyi
www.youtube.com
haftanın 4 günü yağar,
1-2sinde sağlam yağar, (sağlam dediğim öyle istanbuldaki gibi değil, sağlam yani baya sağlam. istanbulun sağlam yağmuru zaten orada ahmak ıslatan gibi kalır)
kalan 3 günü parçalı bulutlu gecer.
şanslıysan bunların 2sinde falan bolca güneş görürsün.
fazla soğuk olmaz bu mevsimde. sweat iyidir
spor ayakkabı yerine su geçirmeyen bir tip ayakkabi size daha uygun olur. ayaklar ıslanır genelde ve rahatsız eder. diger kombinasyon iyi
www.youtube.com
0
